Gölgesiz Seçim İçin...

28 Mart 2014 Cuma

Gölgesiz ve aydınlık bir seçim için Gölge – Yüksek Seçim Kurulu şarttı. Bu şartı CHP bu seçimde yerine getirmiş görünüyor. Takdir elbette seçmenin!
Ama senin önce tedbirini alman gerek. Kaldı ki güvenmek kontrole engel değil! Seçimlerde bilgisayar düzenine geçildikten ve AKP’nin hile hurda düzenine olan eğiliminden sonra herkesin eli yüreğinde. Sandıktan çıkan oylar, ekrana aktarılırken ya sıfırlar el çabukluğu ile silinirse, ya yüzdelerin virgülü iki rakam öteye kaydırılırsa... Ya da Silivri’de ortaya çıkan “sehven modası”na seçim kurulları da uyarsa...
Seçimlerin en büyük, tek büyük anayasal güvencesi “hâkim teminatı”.
Yani ilçe seçim kurullarından Yüksek Seçim Kurulu’na kadar buralarda hâkimlerin görev yapması.
Denebilir ki “Memlekette hâkime, adalete güven mi kaldı?” Kalacak ve kaldı elbette.
Yoksa, kökünü kazıyacağını ilan ettiği Twitter yasağını iptal eden yargıçlar nasıl çıkardı?
Seçim güvenliği için CHP gerçekten çok iyi bir düzen kurdu. Sandık başlarında, arasında hukukçuların da yer aldığı yaklaşık 500 bin kişilik bir gönüllü ordusu görev yapacak. Daha da önemlisi, Genel Merkez’de bir tür Gölge - Yüksek Seçim Kurulu oluşturulması oldu.
Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı ve arkadaşları, YSK’nin ilan edeceği rakamların sağlamasını yapacak.
Halıcı, “Kurduğumuz takip sistemi ile Türkiye’yi gözetliyor olacağız!” diyor.
YSK bulduğu sonuçları sandık ölçeğinde partilerle paylaşıyor ama maddi gerekçelerle seçmenle paylaşmak istemiyor.
CHP ise YSK’den aldığı sonuçları şeffaflık gereği açıklamaktan yana. Ancak YSK bilgilerini yaymak suç sayılıyor.
Bu nedenle “kutucu” bakanlara binbir naz ile düzenlenen “tezkere”nin benzeri anında CHP’li Halıcı için düzenlendi!
Seçimlerin temel denetimini sağlayacak olan Sandık Takip Sistemi.
Sandıkların tek tek izlenmesini ve sonuçların açıklanmasını “devlet” yapmaya yanaşmıyor. Bu takibi, bu seçimde CHP yapacak. Elbette en büyük destek de TSK büyüklüğündeki sandık gönüllülerinden gelecek. Sandığa sahip çıkmak ülkeye sahip çıkmaktır!

Marco Polo - Şahin
Pek yakın çevre de dökülecektir ama bir dönemin bakanları başladı bile...
Dünün İçişleri Bakanı ve “Ben Erdoğan’ın 45 yıllık dostu ve çalışma arakadaşıyım” diyen İdris Naim Şahin’in anlattıkları tape falan değil. Ne yazık ki, montaj iddiasına da müsait değil! Canlı canlı TV’lerden...
Ortaçağın uzak coğrafyalar kâşifi, ünlü gezgin Marco Polo gibi konuşuyor.
“Kimse bana inanmayacağı için, gördüklerimin yarısını bile anlatmadım!”
Şahin’in sözlerinin “yarısının yarısı” normal bir yurttaşı bile müebbetlik yapar! Ama bu sözler yeni tapelerin ve ortalığın tozu dumanı arasında kalacak gibi görünüyor.
CHP’li Umut Oran’ın Bolu’dan attığı feryat çok yerindedir. Cumhuriyet savcıları bu sözlere kulak versin! 45 yılık çalışma arkadaşı, eski bakanı, Sn. Başbakan için Başbakanlık ve Genel Merkez’de “kaset ve montaj çalışmaları yapıldığını biliyorum!” diyor.
Bu sözler önceki gün ortaya çıkan Baykal kasetinin bizzat Erdoğan tarafından yayına sokulduğu” tapeleriyle örtüşüyor. Bundan ötesi, kaldı ise cumhuriyete sahip çıkacak cumhuriyet savcılarının işi... Yoksa...
İş yine seçmene kalıyor!

Füze Tetikçiliği?!
Başbakanlar dahil Avrupa’da birçok siyasetçinin dinlendiği geçenlerde ortaya çıktı.
Pek kıyamet kopmadı. Çünkü hiçbirisi ne ülkesini savaşa sokma hesabı içindeydi ne de ayakkabılara milyon dolar sığdırmak ya da İncil ile dalga geçmek gibi zevzeklik peşindeydi. Dün bizde patlayan son tapeler akıllara seza:
“Gerekirse Suriye’ye 4 adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş çıkarırım!”
“Komutanlar Fatih Camii’ni bombalayacaktı” yalanından “4 füze tetikçisi ile Suriye’ye savaş” durağına geldik. Sonrası?
Yüce Divan diyorduk...
Daha önce Divanı Harp gündeme gelecek gibi!

‘Youtube’
“Van-minits” çevirisiyle “sen tüpsün” anlamına geliyor.
Tüp belli ki aklına “küp”ü getirdi.
Küp ise doldurup malı götürmeyi çağrıştıran bir sözcük.
Zaten “Twitter’ın arkasında You Tube var!” derken niyetini belli etmişti.
Dün ardı ardına patlayan tapeler “You Tube”u kapatmayı da zorunlu kıldı.
Yerel seçimlere, evrensel boyutları olan yasaklarla gidiyoruz.
Belli ki bir danışmanı Amerikalıların ünlü sözünden bahsetmiş:
“Yerel düşün-evrensel davran!”
Onun da elinden demek bu kadarı geldi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları