Hasetle hasretle Demirel

08 Aralık 2024 Pazar

Kanuni Sultan Süleyman 46 yıl hüküm sürdü.

Lafın devamı Allah muhafaza şöyle gelebilirdi:

Tayyip Erdoğan’ın hükmü bakalım ne kadar sürecek?

Derdik belki de diyemedik.

Kendi kendimizin niyet okuyucusu olacak ya da henüz yasası çıkmadı diye fırsatçılık yapıp “etki ajanlığı” icra edecek değiliz ya!

Geçtiğimiz pazar günü binlerce “Demirel Muhibbi” 9. cumhurbaşkanımızın 100. doğum gününü kutladı.

Keşke 10. 11. 12. ve uğursuz sayıldığı için mi nedir, esamesi okunmayan 13. cumhurbaşkanımızın da doğum günü kutlanabilse...

10. cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer’in zaten törenle düğün dernekle işi yok.

Darısı 11. cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün 100. doğum gününe...

Ama emin olun ki 12. cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, bu “kutlu gün”e katılmayacaktır.

Kutlu gün! Çünkü sayın Gül, tam da 29 Ekim günü, doğmuştur. Yıl 1952, Kayseri olduğuna göre hem de normal doğumla.

Aile büyükleri de çok uzak görüşlü ve çok tedbirli imiş. Adına “cumhur” deyip “Cumhur İttifakı”na doğal müttefik yapmamışlar. Falancanın değil, “Allah’ın kulu-kölesi” anlamında, Abdullah ismini vermişlerdir.

Bu hafta Mevlana Haftası; “Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.”

İstisnalar olursa takdiri ilahidendir.

NUMARALAMA GELENEĞİ

Cumhurbaşkanlığını numaralama işini Demirel yaygınlaştırdı.

Kemal Bey de numara işini pek sevmiş olmalı ki Demirel’i kendisine “guru” yaptı. “7. CHP genel başkanı” diye kendisini konumlandırdı. Böylece Atatürk’le arasında sadece 5 basamak bir farka vurgu yaptı! “Ekmek için Ekmelettin”e son bir teselli..

Asıl bahse mevzu “numarasız cumhurbaşkanlığı” numarasıdır. Bu keyfiyet de Yüksek Seçim Kurulu’nun bağlama ile yol göstermesi sayesinde Erdoğan’ındır.

Demirel emekliye ayrılmış olsa da gazetecilerle muhabbeti sürüyordu. Siyaset ile medya, et ile tırnak zaten.

Bir çay sohbeti seansında bir meslektaş “eski cumhurbaşkanı olarak” diyecekti ki Demirel, eli ile dur dedi ve canını sıkan bir laf edildiğinde hep yaptığı gibi koyu Isparta şivesiyle “Gardişim, cumbaşkanının eskisi olmaz! Cumbaşkanı, cumbaşkanıdır. Ben Türkiye’nin 9. cumbaşkanıyım!”

Demirel 9’u böylece tescil ettirdi. “Siyasetin girişi vardır. Çıkışı yoktur!” sözünün gereğini de yerine getirdi.

VEFA VE SADAKAT

100. doğum gününde sunumu özel doktoru, manevi kızı ve siyaset yoldaşı Isparta’dan geçen dönem milletvekili Aylin Cesur yaptı.

“Keşke burada bizimle olabilseydi bugünü görebilseydi” derken vefa ve sadakati buğulanan gözyaşlarına ve sesine de yansıyordu.

Salona Demirel’in uzun siyasi yaşamının her aşamasında bakan olarak, vekil olarak veya sadece dost bulunmuş siyasetçilerle dolu idi. Eski vekillerden Hamdi Üçpınar’ın yönettiği panelde konuşanların en kıdemlisi eski bakanlarından 97 yaşındaki Ali Naili Erdem idi. Coşkulu hitabetiyle salonda Demirel’in elli yıl önceki miting meydanlarının havasını estirdi. Profesör Mehmet Haberal, Hikmet Çetin, Cavit Çağlar, İlber Ortaylı da Demirel’in devlet adamlığı ile ilgili gözlemlerini, deneyimlerini anlattı.

KOKMUŞ ETİN TUZU

Demirel’in uzun siyasi yaşamını, gücünü, ferasetini, birikimini yetiştiği çevrenin kültürüne ve gerçeklerine borçlu oluğunu söylüyordu, eski bir siyasetçi.

Adını çıkaramamıştım. “Isparta’nın oralardanım. Adımı bil ama yazma lütfen” dedi.

Isparta’nın gerçekleri ne ki diye sordum. Yörenin atasözlerini sıraladı:

“Kokmuş ete tuz kâr etmez.”

“Kedi, eniğini yiyeceği zaman ‘sıçana ben­ziyor’ dermiş.”

“Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın?”

“Peynirin kurdu içinden olur.”

“Üzümsüz bağın sefası olmaz.”

“Bilmediğin aş, ya karın ağrıtırmış ya baş.”

Demirel gerçekten de bu söz ve benzerlerini her fırsatta kullanırdı.

Bir tanesi üzerine yazı yazmıştım.

Dünmüş gibi anımsadım.

“Aş taşanda kepçeye paha olmaz!”

KEPÇE KİMİN ELİNDE

Keşke hayatta olsa da memleketin içinde ve çevresinde neler oluyor diye sorsak.

“Aş” nedir? “Taşan” kim,? “Kepçe kimin elinde?”

Pahası kaçtır? “Aşın taşması”, “sabrın” taşmasını mı simgeliyor?

Peki, “kepçe” neyin nesi?

Kepçe “karıştırmaya yaradığına” göre, kim neyi karıştırıyor?

Demirel siyasetine Anadolu mecazı ile gerçeklerinin damgasını vuran en unutulmaz siyasetçimizdir. Ruhu şad olsun. Mekânı ise takdiri ilahinindir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Monşersiz diplomasi 19 Ocak 2025

Günün Köşe Yazıları