Her Hırsız Yolsuzdur...

23 Aralık 2014 Salı

Ama, hiçbir yolsuz, hırsız değildir!
Prof. Hayrettin Karaman Hoca belli ki nefesi kuvvetli bir hoca.
“Ulemaya danışmak gerekir” denilen türden bir referans ve fetva allamesi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Kuranıkerim çevirmenleri arasında yer alıyor.
Neden, “Akil insanlar arasında değil?” diye bendeniz gibi sevenleri de sormadan edemiyor.
Karaman Hoca’nın koyunları değilse, bile sonradan çıkabilecek türlü oyunları iyi görüp ön aldığı da biliniyor.
Hocamız, iktidarın ciğerini de iyi okuyor, zamanın ruhunu da.
“Hırsızlık, Yolsuzluk ve Rüşvet Haftası” nedeniyle, Yeni Şafak’taki köşesinde bir “fetva” verdi:
- “Yolsuzluk, hırsızlık değildir” diye kestirdi attı.

***

Yolsuzluk hırsızlık değilse..
“Rüşvet hiç değildir!”
Yani, sayın bakanlar “Yolsuz olabilirler, ama hırsız olamazlar!”.
Hoca bunu ilan ediyor. Haklı...
Zaten “yolsuz” gündelik dilde - argoda “parasız” demek!
Malum bakanlar belli ki, sahiden yolsuz kalmışlar ki saatlere, çikolata kutularına, para sayma makinelerine kaptırdılar ellerini...
TBMM’deki komisyon oylaması tamam.
Yüce Divan gösterisi bir süre daha gündemde...
Ama şimdiden belli oldu ki...
Bakanlar “yolsuz olabilirler, ama asla “hırsız” olamazlar!
Ulema böyle fetva veriyor..

CHP’yi Bekleyen Görev: Anestezi Altında Kol Kesme Önergesi  
Giderek ufalanan laik hukuk düzenine yatıp kalkıp dua etmesi gerekenlerin başında bu sayın bakanlar geliyor.
Şeriatı iyi bilen Başvekil Davutoğlu da bunun farkında ki partisinin kongresinde “kol koparmaktan” söz etti.
Eğer ülkemizde de İran ve Suudi Arabistan türü bir düzen olsaydı, bazı kollar, eller için protez siparişleri çoktan verilmişti!

***

Elimiz değmişken “İslamda el - kol kesmenin şartlarını” da araştırdık.
Tayyip ve Davutoğlu beylerin müşterek güvenine sahip Prof. Hayrettin Karaman’ın eserlerini taradık:
Karaman Hoca, “Her hırsızın eli kesilmez!” diyor.
Şartlarını şöyle sıralıyor:
“1- Hırsız akıllı ve ergen olacak
2- Çalınan mal en az 1 altın değerinde olacak...
3- Mal muhafazalı bir yerden çalınmış olacak...
4- Çalınan malda hırsızın mülkiyeti olmayacak...
5- İki adil şahit veya hırsızın kendi itirafı olacak...
6- Çalınan MAL KAMUYA AİT OLMAYACAK.
7- Çabuk bozulan et, süt ve yaş meyva gibi malın çalınmasına bu ceza verilemez...
8- Bir kimse, eşinden, babasından, çocuğundan mal çalsa yine el kesme cezası verilemez.
9- Mahkemeye başvurulmadan önce hırsız, o malı sahibine geri verse bu ceza düşer.
10- Açlık ve kıtlık gibi, zaruretten dolayı yapılmış hırsızlık için de bu ceza verilmez...
(Prof. Dr. H. Karaman- Mukayeseli İslam Hukuku C.1- Zafer Dergisi. S.192)”

***

Bizim Prof. Başvekil de, İslam hukukuna hâkim.
“Yolsuzluk yapanın kolunu kopartırız!” demesi bundan.
Çünkü sayın bakanların gidip metroda, otobüste cepçilik yapmayacaklarından ve sadece “kamu malı” götüreceklerinden emin...
“Kamu malı” da İslam fıkhına göre, hırsızlık sayılmadığına göre...
Davutoğlu’nun “kol koparırız efelenmesi!” tamamen göz boyama!

***

Başvekil’in “kol kesme” tehdidini CHP mutlaka bir yasa teklifine dönüştürmelidir:
“Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvete karıştığı mahkeme kararıyla sabit olan bakan veya milletvekilinin el veya kolunun, aneztezi altında kesilmesinin TCK’ye eklenmesi...”
Bakalım kaç AKP’linin kolu kalkacak!

İsmet İnönü’nün RTE Öngörüsü
İsmet İnönü’yü 25 Aralık Perşembe günü ölümünün 41. yılı dolayısıyla anacağız.
Rejimin ve devlet kurumlarının hoyrat ellerde yıpratıldığı bir dönem yaşanıyor.
İsmet Paşa’nın uzun devlet ve siyaset yaşamından, söylev ve demeçlerinden, anılarından çıkartılması gereken dersler var.
CHP arşivlerinden de yararlanan Mustafa Bilgehan, bir süre önce “Tanıkların Anılarıyla - Sözler ve Dersler” adıyla bir İsmet İnönü kitabı yazdı.
Tanıkların çoğu Paşa’nın birlikte siyaset yaptığı sağdan ve soldan önemli siyaset adamları...
Ne yazık ki çoğu artık aramızda değil.
Çok şükür sağlık ve afiyet içinde yaşamını sürdürenler de var.
Örneğin, TBMM’nin “efsanevi” başkanlarından ve bir dönem merkez sağın öncü liderlerinden Ferruh Bozbeyli.
Bilgehan’ın kitabında Bozbeyli anlatıyor:
“İsmet Paşa bir gün bana, ‘Hadi genç başkan beni eleştir!’ dedi. O zaman ben de dedim ki, ‘Paşam, sizi 1944’ten beri takip ediyorum. O zamandan beri siz hiç sol tehlikeden söz etmediniz. Hep sağ tehlike dediniz. İşte sizin bu taraf tutuşunuz sayesinde sol öyle ilerledi ve gelişti ki!’
Paşa bunun üzerine, ‘Bu söylediğin kısmen doğrudur. Çünkü benim kafamda şöyle bir şey var. Solun en ilerisi komünizmdir. Komünistlerin bile kafasında bir devlet fikri vardı. Ama bu sağın kafasında devlet fikri yok. Bu beni ciddi kaygılandırıyor. Çünkü en önemlisi devlet fikrinin varlığıdır’ dedi” (İsmet İnönü, Sözler ve Dersler, Sayfa 65- Doğan Kitap 2014)
İsmet Paşa bu sözleri 1960’ların ortasında, Erdoğan’ın Kasımpaşa’da sokak aralarında kısa pantolonla bez top peşinde koştuğu günlerde söylüyordu.
Öngörü devlet adamlığının en büyük özelliği.
Bugünün devlet adamları, “Sağda devlet fikri yoktur” öngörüsü ışığında, “Barış Süreci”nin sonu için ne düşünüyor? 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları