Hüzzam Kaside

25 Temmuz 2021 Pazar

Damat devletin şirazesinden çıkmasına isyan etti.

“At izi, it izine karıştı!” diye bir tweet atıp kayboldu.

Kol kırıldı yen içinde kaldı.

*

Bu kez bendeniz nedense havaya girdim:

“Atın önüne et, itin önüne ot konulmaz!” diye bir tweet atacak ve ortaya çıkacak diye bekleyip durdum.

Kayınpederi sel felaketine uğrayan Rizelilere çay dağıttı. 

“Kayınpeder” ve “dağıttı” aynı cümlede yanlış yorumlanır diye düzeltelim ve “fırlattı” diyelim. 

Cumhurbaşkanlığı makam otobüsünü de rampa olarak kullandı. 

Belli ki “antrenman olsun” diye yaptı bu meşakkatli işi!

15-20 aya kadar da uzaya uydu, Ay’a da insanlı füze fırlatacak, Allah’ın ve seçmenin izniyle inşallah.

Rize parti teşkilatı, bu fırlatma icraatını “Reyiz’in çay ikramı” diye sundu. 

Hamsilere yem atar gibi yapılan bu “çay ikramı” eksik ve sıkıntılı.

Bahçeli de yanında olmalı idi. 

O da piskövit fırlatmalıydı.

Daha anlamlı ve etkili bir icraat olacaktı. 

Piskövitsiz çay, hele de saat 5’te hiç medeni hiç zarif bir ikram değil.

*

Haydi hamsiyi geçtik, kuş yemler gibi otobüsten çay fırlatması, Rizelileri çantada keklik görmesinden..

Kekliği düz yolda avlamak istemesinden.

Zira, Rizeliler (hatta Karadenizliler) Reyiz için külliyen birer “eşref-i mahlukat”. Yani yaratılmışların - seçmenin en şereflisi.

*

Dün Diyanet Başkanı Ali Erbaş’ın elde kılıç Reyizli cemaatin nezaretinde “Ayasofya’nın fethinin 1. yıldönümü”ydü.

Ve ne yazık ki şanına layık kılıçlı - kalkanlı bir kutlama yapılmadı. 

Ve bu “fethin” ülkemize, gençliğimize yoksul sofralarına olan katkısını açıklayan olmadı.

Reyiz de sadece sosyal medyada bir video yayımlamakla yetindi:

“Bu ulu mabedin kubbelerinden ezanların, kıyamete kadar eksik olmayacaktır!” buyurdu.

Dileyelim ki bu sözler, Yunanistan’daki Constantinople meczuplarını fazla ciddiye aldığımızın işareti sayılmaz!

Yalınkılıç Diyanet Başkanı bu kez ise daha soğukkanlı, daha stratejik. 

Bu kutlu yıldönümü onuruna geçenlerde YouTube’a 10 dakika 17 saniyelik Hüzzam makamında bir kaside okudu. 

Diyanet resmi sitesine de “Prof. Dr. Ali Erbaş’tan muhteşem kaside” başlığı ile yükletti. 

“Kaside”yi sözlükler, din ya da devlet büyüklerini övmek için yazılan, en az 31, en çok 99 beyitten oluşan, uyaklı uzun şiir diye tanımlıyor.

Erbaş’ın kasidesi ne niyetle dinlediğinize göre anlam kazanıyor. 

Reyiz’den izin çıkmadıığı için olmalı, bu “Hüzzam Kaside” şimdilik minarelerden okunmuyor.

Belli ki seçim zamanı bekleniyor:

Zira, minareler süngümüz..

Kubbeler miğferimiz,

“Allah ile aldatmak” ise şiarımız!

*

Reyiz’in “o delifişek”, o eski “pürtelaş” ve “ele avuca sığmaz” günlerinin kasidesi. 

Diyanet Başkanı, belki de kendince tarihsel bir Reyizname yazmak istedi:

Hüzzam Kasidesi ile nağme yapmaya yöneldi.

Kayıtlarda kasidenin müziği var, yazıya dökülmüş sözleri yok.

Acaba zehir zakkum dönemlere hasret bir kaside ve hadise olacağı için mi yok.

“La galibe illallah!” (Galibi Allah bilir) diye mi yok?

Yoksa “Meşruiyet içinde çare tükenmez?” diye mi yok. 

Ama yine de Zakkum grubunun Hüzzamı var. 

Belki de Cem Senyücel’i “aranje” etmenin tam zamanı. 

Ama yine de bu zinhar bir Reyizname değil:

Yılları ezdik/ Hatıraları süzdük/ Bardağa doldurduk/ Ama içmeye izin yok.

Şarabi, arabi ve ya leylili bir şarkı / Zamanlar eskidi dinlerken/ 

Ne hicaz ne nihavend/ Artık hüzzam makamı/ Geceler kör şahit/

Güneş bir başka doğacak/ Reyiz ne bitmeyen senfoni/ Ne de hüzzam bir kaside.

Gitmesi olacak tarihi hadise/ Ne hicaz ne nihavend/ Artık hüzzam makamı

Dinleyip durduk beş vakit/ İzlemek yorgunluktu/ Sona geldik nihayet/ Şimdi hüzzam makamı.

*

Diyanet Başkanı zaten müstakil bir hadise.

Hüzzam Kasidesi, hayırlara vesile olacak bir hadise



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları