Korkunun oku Selanik !

27 Ekim 2019 Pazar

Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evi gezen ilk T.C. Başbakanı Reyiz idi. Özellikle gitmiş değildi.
Avrupa Birliği Zirve toplantısı için zaten Selanik’te bulunuyordu.
O ziyaretten akılda kalan, müze evin “anı defteri”ne yazdıkları değil, o defterde yazılan bir sayfayı yırtıp cebine koyması olmuştu. (04.05.2006)

***

Cumhuriyet haftasındayız.
Bu anlamsız olayı anlamlı kılmayı üstümüze vazife sayalım. Doğduğu evin öyküsünü bir de Atatürk’ten dinleyelim.
İşte 13 Mart 1926 günü başyazar Falih Rıfkı Atay’a anlattıkları:
- Meşrutiyetin (1908) ilanından çok evvel komitecilik yapıyorduk. Bizim evde bir gece içtima (toplantı) yapmıştık. Ev, Selanik’te mektep karşısında pembe boyalı büyücek bir evdir. Evin bir odasında birtakım arkadaşlar toplanmıştık. Bu arkadaşlardan biri şehit oldu, belki de öldü. Onu, kemali hürmetle yâd ederim. Kamil Bey bir süvari zabitiydi. Arkadaşlarıyla birlikte çok paralar toplamışlardı. Liralar, mecidiyeler ve gümüş madeni paralar. Bizim odaya bakan hizmetçi, bunları ve müzakerelerimizi anama haber vermiş. Anam hasta ve ihtiyar. Yatağından kalkmış. Bizim odanın kapısına gelmiş ve kısmen ne konuştuğumuzu da dinlemiş. Tekrar odasına gitmiş. Daha sonra arkadaşlar evi terk ettiler. Uyumakta olduğunu zannettiğim anam yanıma geldi. Bana dedi ki: Çocuğum bir şey anlamak istiyorum. Sen ve arkadaşların yedi evliya kuvvetindeki padişaha isyan mı ediyorsunuz?

***

Anama ne yapmak isteğimizi söylemek istemiyordum.
Ama her şeyi görmüş ve duymuş. Artık ondan ve kardeşimden hakikati gizlemeye lüzum görmedim. Onları tenvir etmeyi (aydınlatma) tercih ettim:
- Evet anne dedim, senin yedi evliya kuvvetinde farz ettiğin adam hiç de bir kuvvete malik değildir. Biz burada toplanan insanlar memleketi bu zalimlerden kurtarmak istiyoruz. Senin aklın buna ermeyebilir. Yahut evladın olduğumu unutursun. Gider “evliyalara kavuşursun!”

Anam o vakit dedi ki:
- Evladım siz acemisiniz. Madem ki böyle şeylerle uğraşıyorsunuz, beni yaptığınız işlerden haberdar ediniz ve gizli şeylerinizi bana veriniz. Hem çok dikkat etmelisiniz. Ne yapayım, tek erkek evladımsın. Senin mahvolmanı istemiyorum.
- Anne dedim, bu işler olmuş ve yürümüştür. Ben namuskâr bir adam olarak bu işlerin içinde bulunmak mecburiyetindeyim. Beni bundan men eder misiniz?
- Hayır evladım, dedi seni ve namus ve haysiyet sahibi olanlarla beraber görmezsem, işte o zaman meyus (kederli) olurum. Ben senin kadar okumadım. Senin kadar bilmem. Yalnız dikkat et; hayatta esas olan muvaffak olmaktır. Muvaffak olun!. (Mustafa Boysan, Atatürk’le Konuşmalar, Yeditepe Yay. İstanbul, 1955, s:106)

***

Hiç kuşku yok ki Mustafa Kemal, Cumhuriyet tarihimizde “ana sözü” dinleyip başarılı olan en önemli, en saygın ilk evlattır.
Benzetmek gibi olmasın, Reyiz’in annesinin de oğluna verdiği bir nasihat var mıdır?

***

Okur elbette yırtılan sayfada yazılanları da merak eder. Fethi Dördüncü adlı vatandaş bugünleri henüz görmediği halde, o tarihte, bir tek küfür sözcüğü kullanmadan, zehir zemberek şeyler yazıp defterin bir sayfasına yapıştırmıştı.
Reyiz hakaret davası açmış, Dördüncü’yü 10 bin TL tazminata mahkûm ettirmişti.
Davada ayrıca bir komedi de sergilenmişti. Cezaya ek olarak “CMK’nin 231/8 bendi gereğince denetimli serbestlik tedbiri olarak 1924 doğumlu sanığın 1 ay süreyle tiyatroya gitmekten yasaklanmasına” karar verilmişti.

***

Bu olaydan sonra, T.C. Selanik Başkonsolusluğu Ankara’nın talimatına uyarak Atatürk’ün müze evinden “anı defteri”ni kaldırdı.

***

Bu 29 Ekim ve 10 Kasım’da Ata’nın evini ziyaret edecek yurttaşlarımız duygu ve düşüncelerini anı defterine değil, birbirlerine SMS veya WhatsApp yolu ile yazmak zorundalar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları