Sayın savcıların, muhterem yargıçların sağı solu belli değil.

Deniz Feneri’nde bunu yaşadık..

Bu satırların yazarı da Deniz Feneri’nin alevinden payını aldı.

Deniz Feneri a.V. “Keriz Feneri”ne dönüştü, cümlesi yüzünden mahkemeye verildi.

Sözlükler “keriz”i ve “kerizleme”yi, “aldatmak”, “aptal yerine koyup parasını çalmak” diye tarif ediyor.

Yani tam da Alman mahkemelerinin saptadığı gibi.

Ama bizim yargı bu tanımın “hakaret” olduğuna karar verdi.

Mahkûm ederken de şimdilik hapis cezası vermedi.

O nedenle ceza hukukçularına sorduk.

“Bir ülkenin liderini bir başka ülkenin liderine benzetmek suç oluşturur mu?”

“Oluşturmaz ama..” dediler..

Ve eklediler:

“Yine de ihtiyatlı olmak gerek! Çünkü birini adında ‘put’ var!”

Bunu belirterek benzerlikleri sıralayalım:

• İkisi de “tek adam”.

• İkisi arasında iki yaş var. Putin 2 yaş büyük. O yüzden de iktidar deneyimi 2 yıl fazla.

•  İkisi de önceki liderlerinin yanında yetişti. (Erbakan-Yeltsin)

•  Erdoğan’ınki henüz denenmemiş de olsa her ikisinin de “emanetçileri” var. (Medvedev-Gül)

•  İkisi de “halkın dili” ile ve fırsat çıktıkça belden aşağı konuşuyorlar.

• Biri için Kasımpaşalı öteki için Yakuza-Mafya deniyor.

• İkisi de gazetecilere pek sempati beslemiyor.

• İkisinin yürüyüşü de dayı dayı, kabadayıca.

• İkisi de sporcu. Tek fark Putin devam ettiriyor.

• İkisi de dindar. (Ama Erdoğan, dış ticaret söz konusu, şimdilik Putin’in adındaki “put”a aldırmayacak kadar hoşgörülü!)

• Her ikisi de en az 3 çocuk tavsiye ediyor. Tek fark Putin 2. çocuk için 12 bin dolar nakit ödeme yapıyor.

• İkisi de özellikle Batı’ya rest çekme eğiliminde.

• Yapmadıkları tek şey birbirlerine rest çekmek! (İnşallah şimdilik değildir!)

• Aldıkları oy oranı da benzeşiyor. Putin’in biraz önde olması onun KGB deneyimi ve Erdoğan’dan 2 yaş büyük olması sayesinde!

• İkisi de iktidar sürelerini 20 yılı aşacak biçimde planlamış durumda.

• İkisi de Berlusconi’nin yakın dostu.

Aradaki fark şu. Erdoğan dostluğunu kızının düğününe davet ederek daha barışçı bir yolla gösteriyor. Putin ise, avlanırken vurduğu geyiğin kalbini kasaturasıyla çıkartıp Berlusconi’ye hediye etmesiyle fark yaratıyor.

• İkisinin de belinde sıkıntı var.

• Ama dik durmaktan veya diklenmekten değil.

• Putin için açıklanan neden, kendi kullandığı planörle leylekleri yeni göç yolu güzergâhına yönlendirmek. Erdoğan’ın sıkıntısının ise at kazasından kalma olduğu iddia ediliyor.

• Putin her fırsatta Sovyetler Birliği’nin kurucusu Bolşevikleri, Erdoğan ise Türkiye’nin kurucu kadrolarını suçluyor.

• Anayasa değiştirme konusunda da büyük benzerlik var.

• Putin, anayasayı 6’şar yıllık iki kez seçilmeye ayarlattı.

• Erdoğan ise, biraz daha mütevazı davranıp 5+5 ile yetindi. Ama ikisinin hedefi 2023’te birleşiyor.

• İkisinin de gündemine kutup ayısı girebiliyor.

• Putin arada bir Sibirya’da gidip kutup ayısı avlıyor.

• Erdoğan ise kutup ayısını, ekonomiyi eleştirdiği gün, sözde “gafil avlanan” siyasi rakibine laf geçirmek için kullanıyor.

Cumok Notları

Okur-Yazar-Okur

Hakan Şükür, “Yorumculuk mu, milletvekilliği mi?” tercihini hâlâ yapamadı.

Oysa, bu konuda etik tasarı hazırlandı.

Genel Kurul’a gelmek üzere.

Herhalde yasalaşıp Resmi Gazete’de yayınını bekliyor. Bu arada geçen sürede TV yorumculuğundan cebe indireceği paraları garantiye almak istiyor. Bu ne hırs?

Bunların tekkelerinde “edep ya hu” yazmıyor mu? (Kamil Özdemir - Kadıköy)

***

Bakan Binali Yıldırım, Hakan Şükür’ü Madrid’de “Türkiye’nin en iyi futbocusu” diye takdim etmiş. O biraz tartışılır. Keşke “Türkiye’nin en dürüst yeni siyasetçisi!” diye tanıtabilseydi..

(Osman N. Ergenç - Burdur)

***

1960’lı yıllarda Kenter Tiyatrosu’nda \t\t4. Murat oyunu sahnelenmişti.

Oyunun ilk gösteriminde, \t\tR. Cevat Ulunay öfkeyle, “Böyle 4. Murat mı olur?” diye tepki göstermişti. Elif Naci de anında yanıtlamıştı: “Ayol o 4. Murat değil ki Müşfik Kenter!”

Bugünlerde biri de çıkıp Başbakan’a dizideki oyuncu için “Kanuni değil ki, Halit Ergenç!” dese.. (Prof. Dr. Süleyman Çelik - Samsun)

\n

MAŞA

ABD, Suriye’ye kapsamlı müdahale düşünüyormuş.

Bu sefer elini ateşe sokmayacak belli.

Maşa kullanacak!

(Hamza Saykan - Ankara)