Sırtımızı Batı’ya, yüzümüzü madem Ortadoğu’ya döndük; madem saatlerimizi 2016’dan beri Şam’a, Mekke’ye, Kabe’ye ayarladık...

Darbımeseller de “deve” üzerine olmalı.

Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez.

MİT Başkanı İbrahim Kalın, incelik yaptı.

Tarihe bir dönemin 555K’sine benzer bir not düştü:

İki bin 24 yılının 12. ayı, 12. günü.

Eski El Kaideci, yeni HTŞ’ci (Heyet Tahrir Şam’cı) Ebu Muhammed el Coloni’nin arabasına bindi. (O şimdi Suriye fiili cumhurbaşkanı.)

Şam’da bir tur atarak Emevi Camisi’ne Beşşar Esad’ın ruhuna Fatiha okumaya gittiler.

Eski atasözümüzdür:

“Kimin arabasına binersen onun türküsünü çağırırsın!”

(Sayın Kalın’ın İslami bilgisi de kavidir. Holly Cross Üniversitesi’nden de eğitimlidir.)

Eminiz “imam bildiğini okur”.

*

Madem deve ile başladık devam:

Dervişe sormuşlar “develer türkü söyler mi?”

Derviş yanıtlamış:

“Çok affedersiniz dinleyecek eşek bulursan gazel bile okur!”

ABD Yönetimi 2018 yılında HTŞ’yi “terör örgütleri” listesini almış ve “Coloni’nin yakalanmasına yardım eden için de 10 milyon dolar” ödül koymuştu.

MİT başkanının ayağının tozu ile Coloni’nin arabasına binmesindeki sırrı uzun yıllar NATO’da ve Moskova’da görev yapmış emekli büyükelçi Halil Akıncı’ya da soruyoruz.

Yanıtlıyor:

“Valla benzer bir durum daha önce yaşanmadı. Sayın Kalın çok üst dereceden, deneyimli bir devlet görevlimizdir. Her ihtimal mümkündür. Bir punduna getirip bu 10 milyon doları TC Hazinesi’ne gelir kaydettirmesi de buna dahildir!”

Bu ihtimal gerçekleşirse 2024 yılı gerçek bir emekliler yılı olur.

İbrahim Kalın da dolar bulmak için dunyayı boşa turlayıp duran Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yerini almakla kalmaz cennetlik olur.

Realite budur.

*

Suriye’nin realitesi ise geçtiğimiz 8 Aralık pazar gününe dek Beşşar Esad idi.

ABD’nin (ve dünyanın realitesi 20 Ocak 2025 gününe dek) Joe Biden, sonraki dört yılda için de Donald Trump’tır.

Türkiye’nin realitesi ise Tayyip Erdoğan’dır.

“Şimdilik” diyemiyoruz, korkudan ziyade sayın ana muhalefet ile daha da sayın muhalefetimizin aklını başına toplayacağına dair bir umut ışığı veremediklerinden!

Trump, ilk başkanlık döneminde (2017-2021) Suriye liderine dört yıl el ense çekti durdu. Hem de Tayyip Bey’in bir zamanlar “baş belası” ilan ettiği Twitter’dan. (X’ten.)

Trump aslında bizim de başımızın belasıydı (2019-2021).

Merhum Malum Melun’la ilgili kendisine çuvallar dolusu belge, bilgi ve kanıt sunduk.

Fethullah belasını iadeye yanaşmadı. Nihayet Azrail devreye girdi. O da kurtuldu biz de.

Ama ne yazık ki ABD, terör örgütlerine PYD’ye, (hadi PKK demeyelim) “müttefik” muamelesi yapmayı sürdürüyor, sürdürecek.

Tayyip Bey’in edip edeceği en saygıdeğer laf “Dünya 5’ten büyüktür”.

En çok silah üreten ve en fazla silaha sahip bu 5’lidir.

Daha da beteri 3’ü bile bir araya gelince çoğunluk ediyorlar. Şimdi 3’ü bir aradadır.

Ve Rusya da 3’ün 1’i gibi ortada kalmıştır.

Umudumuz Çin’dir.

Ama o da hep çok üreme ve çok üretme peşindedir.

**

Söz meclisten dışarı, son elli yılda Arap âleminde sadece 4 lider ortaya çıkabildi:

Saddam, Mübarek, Kaddafi, Hafız Esad.

Oğul Esad babasının yolundan gidiyordu. Ama ancak bu kadar gidebildi.

Dış güçler, Ortadoğu’da kendi denetimleri dışına çıkmış lider istemiyorlar.

“Eğer lider gerekiyorsa onu da biz yaratırız!” diyorlar.

Eski El Kaideci, Coloni bu marifetin son örneğidir.

Bundan sonraki işlerini, gerektiği kadarıyla, gerektiği şekilde, gerektiği yere kadar onunla yürütülecekleri anlaşılıyor.

Tıpkı Saddam, Mübarek ve Kaddafi’nin çizgi dışına çıkıncaya kadar onlarla yürütüp de sununda yarattıkları Arap Baharı’na kadar .

Esad arkasında Rusya ve İran olduğu için yıllarca direndi. Çin de dahil olsaydı dünya çok karışacaktı.

“Tarih tekerrür etmesin de ne olursa olsun!” desek komik olacaktı, ciddi olduk ve “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek BRICS’e yöneldik.

BRICS, üye ülkelerin İngilizcesinin baş harflerinden oluşuyor. (Brazil, Russia, India, China, South Africa). Çok şükür yine beş ülke!

Dünya liderimizin sloganı geçerliği koruyor.