Tayyip Bey’in Tek Güvencesi Malum Band!

03 Aralık 2013 Salı

15 ayda 3 seçim!.. 3’ü de birbirinden zorlu 3 seçim.
Her seçim gibi bu seçimi de güçlü olandan çok, güçlü görünmeyi beceren kazanacak.
AKP, 2002’de ancak, yüzde 34 oy almıştı.
Halkın yüzde 66’sı AKP’ye karşıydı.
Seçim sisteminin cilvesi karşı olanları kendi yanında sayıldı.
Meclis’teki yüzde 66, çoğunluğu ele geçirdi.
Bu “haksız zenginleşme”nin mayaladığı sistem hâlâ sürüyor.
11 yıldan beri de dursuz duraksız yoğun bir propaganda ile, Başbakan 5 vakit konuşarak en güçlü-tek güçlü benim- propagandasını yandaş kıldığı medya sayesinde yürütüyor.

***

Seçimlerde güçlü görünmeyi başarmanın, becermenin tek yolu var.
Anketleri kamuoyu yoklamalarını eğip bükmek, kalem katmak..
Son örneği günahı boynuna, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay önceki gün yaptı:
“AK Parti yüzde 51-52 bandında!” dedi.
Anket sonuçlarını açıklarken “bant” falan demek şart ki..
Rakamlarınız bilimsel görünsün!
Aslında kendisi yüzde 51-52 diye tevazu gösterdi.
“Yüzde 60 bandı!” da diyebilirdi.
Demedi.
Çünkü aynı gün medyada bir başka anket daha yer alıyordu:
“Türkiye’deki ateistlerin yüzde 60’ı Allah’a inanıyor!”

***

İnsan, Allah Allah demeden edemiyor.
İçinden vay Allahsız ateistler falan da diyemiyor.
Bunlar “Allahlı” cinsten!
Ve hepsi de sonuçta bu ülkenin yerli ateisti.
Refleksleri sağlam ve her türlü kazaya belaya karşı kendisini sağlama almayı biliyor.
Tek günahları bu!
Hoşgörüyü hak ediyorlar yani..

***

Beşir Atalay aslen sosyolog.. Neyin ne olduğunu biliyor!..
Yüzde 51- 52 bandını yukarıya çekerse..
AKP’yi destekleyenlerin oranı ile yüzde 60’lık ateistlerin oranı karışablecek..
Birisi de kalkıp diyecek ki:
“AKP’yi destekleyenler arasında yüzde 60’lık ateistlerin payı yüksek!”
Beşir Bey’in belki de “yüzde 51- 52 bandına” razı olması, müdebbir tüccar gibi davranması bundan. Böylece hem partisini hem de kendisini sağlama alıyor.
Hiç kimseyi boşuna başbakan yardımcısı yapmazlar ki!

***

Yüzde 60’lık bandını ilk belirleyip ilan eden, Aziz Nesin olmuştu.
Halkın yüzde 60’ına ilk teşhisi o koymuştu.
O tarihte ortada ne Tayyip Bey ne de AKP seçmeni vardı...
Ama yine de 2010 yılındaki Anayasa Değişikliği Referandumu Aziz Nesin’i sadece yüzde 2’lik hata payı ile haklı çıkardı.
Aslında bu yüzde 60 bandı..
Bu toplumun en köklü, en hayati bandı!..
Ateistlerimizin bile bu oran dahilinde kendilerini sağlama alıp Allah’a inanmaları boşuna değil.
Nerede kaldı TOKİ borcu altında hayatı 20-25 yıllığına ipotek altına sokulan gariban vatandaş.
Bu yüzde 60’lık çoğunluğun zekâca bir sorunu kesinlikle yok.
Sadece, zekâsı ve etik değerleri farklı boylam ve düzlemde çalışıyor.
Tek dertleri var:
Kendilerini garantiye almak.
“Allah yok!” inancını benimseseler de.
Yüzde 60’ı çoğunluğu “var?” ya karşı önlem almaya devam ediyor.
Tayyip Beygiller’in de tek güvercesi bu!

No Turk No Problem
Kimimiz maymundan gelsek de..
Hepimiz sonuçta Allah’ın kuluyuz!
Herkesin gülmeye, eğlenmeye daha da önemlisi pohpohlanmaya ihtiyacı var.
Kralların soytarıları..
Padişahların dalkavukları vardı.
Devir değişti devran döndü..
Krallardan da padişahlardan da kurtulduk.
Yani aşağı yukarı kurtulduk.
Başbakanlar da insan..
Onların da desteklenmeye, eğlenmeye, gülmeye hatta yardım ve yataklığa ihtiyaçaları var.
Bu ihtiyaçlarını ise, haşa soytarılar veya dalkavuklarla falan giderecek halleri yok.
Söz meclisten dışarı onca bakan, danışman, başdanışmanı geçtik...
Birçok yazar ve bilim adamı fahri olarak hizmete amade.
Bunlardan birisi çıkıp, sonradan biraz düzeltmeye kalksa da, dedi ki:
“Aslında Türk diye bir ırk yok!”
Bizce amacı hiç de kötü değil.
Türk yok derken, belki de PKK’nin öldürdüğü binlerce yurtaşın “sehven” öldürüldüğünü falan söylemek istedi.
Böylece çözüm sürecine, farklı düzeyde bir katkı yapmak istedi.
Asıl amacı belki daha da pratik ve hukuki olabilir.
CHP lideri Kılıçdaroğlu malum, ikide bir Tayyip Bey’i sıkıştırıp duruyor:
“Şöyle ağzının dolusuyla niçin, Türk olduğunu bir kere bile olsa söylemiyorsun?”
Söz konusu AKP’li bilim adamının.. ,
“Türk ırkı diye bir ırk yok!” demesi, Başbakan’ın elini rahatlatmak içindir.
Türk yok, mesele yok.
Bir dönem dünyanın dilindeki ünlü pop şarkısı gibi:
“No woman - No cry! (Kadın yok- Ağlamak yok!”

Tweet Değil mi At Gitsin...
Şinasi Nahit Berker ile çalışma şansı elde etmek için biraz erken doğmak gerekirdi.
Bendeniz Çetin Altan, Altan Öymen, Oktay Ekşi kadar şanslı olmasam da bir süre rahmetli Berker ile çalışma talihi elde edenlerdenim.
Yaşı yeten meslektaşları hep onu daha çok iki ünlü sözü ile anıyor:
“Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur!”
“Bir ülke batarsa uzun laftan batar!!”
Gazeteci olunmaz sözünü açılan onlarca basın yayın okulu tartışma çoktan açtı.
Ama uzun laftan batma sözü çok ciddi.
Hayatı boyunca hep ve daha çok, birinci sayfalara beş on sözcüğü geçmeyen yazılar yazması bundandı
Günümüzün 140 harften ibaret evrensel “tweet” olgusu, belki de. Merhum Şinasi Bey’in o uyarısıyla hayat buldu
Tweet atan atana.
Hüseyin Çelik demiş ki:
“Erdoğan bir taka kaptanının oğludur!”

Naçizane ekleyelim:
“1’i gemicik 7 şilep sahibinin de babasıdır!”
Ali Cankuş:
“Muğla’da başbakan geliyor diye reklamdaki mankenin etek boyu uzatıldı!”
Devamını getirelim:
“Emine Hanım’a vekaleten Başbakan’a mukayet olan gayretkeş (ve etekkeş) valibeyler çoğaldı!”
Osman Kandemir
“Sümeyye Erdoğan’a yılda 52 bin TL danıman maaşı bağlanmış!”
Kızlara haksızlık her yerde. Erkek evlat isen gemicik.. Kız ise kuru maaş!

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları