Haydi gözler aydın. 30 yaşına gelen bir F.Bahçeli sonunda Türkiye Kupası görmüş oldu. Herhalde o yaş grubu için en güzel doğum günü hediyesi oldu. Böylece ‘kupa geyikleri’ de son buldu. Bunca kargaşa, sıkıntı arasından lig 2.’liği ve yanına da Türkiye Kupası bir kez daha ‘helal olsun size’ dedirtti açıkçası.\n

G.Saray maçından çıkıp, o bunalım sürecini 4 gün içinde atlatıp yeni bir sayfa açarak kupaya sarılmak ciddi kafa hazırlığı ister. Motoru sıfırlamak, yağları yenilemek kolay değildir böyle durumlarda.\n

Kupanın mimarı Alex bu kadar rahat oyunu uzun süredir oynamadı sanırım. İstediği her noktada topu aldı, döndü, baktı, ilerledi ve ne basan ne baskı yapan bir Bursalı vardı etrafında. Atılan tüm gollerde onun parmağı varsa bunda Bursalıların oyun anlayışı yüksek katkı yaptı. Sakın ola kimse Aykut Hoca ile Alex arasında polemik yaratmasın. G.Saray maçında hazırmış da hoca oynatmamış falan.. O maçta Dia kızarmasaydı 65’te oyunda olacaktı zaten. Ayrıca G.Saray orta sahası Alex’i bu kadar rahat bırakmazdı. G.Saray maçında Aykut Hocayı sahada kaybolan Stoch dururken takımın akıl ayağı Cristian’ı çıkarması inanılır gibi değil diye eleştirmiştim. Cristian dün gece de aynı istek ve anlayış ile oynadı. Bu arada Ertuğrul Hoca başta Bursaspor’u final maçı havasından uzak oyun sergilediği ve daha ilk golden itibaren teslim bayrağı çeken anlayışı için eleştirmek lazım. Volkan’ı terletemediler bile. Caner’e gelince. Ne kadar çok koşsa, iyi işler yapıp gol atsa da, o antipatik tavırları, gerilim hatlı suratı değişmedikçe hem kendine hem takıma zarar veriyor. Kendine yazık ediyor. Dün geceki maçı oturup tekrar izlesin ne demek istediğimi anlayacaktır. Bülent Yıldırım’a bile fırça attı. Haklı olabilir ama maç 3-0; bırak o hakkını kullanma at cebine sonra işine yarar ama nerede... Neyse, her şeye karşın ona da helal olsun bunalım dolu koca sezonu öyle ya da böyle başarı ile bitirdiler ya gerisi gazoz diyelim...