Olacağına bakın siz. Bu kadar inişli çıkışlı, bu kadar kopuk futbol anlayışı ile F.Bahçe 1 puanı alabildiyse başarıdır. Bu uzun maratonda evinde oynuyorsan geriye düşmeyeceksin bir kere. Yenemesen de en azından yenilmeyeceksin. Sıkıntılarını aşmaya çalışan ve takım olma yolunda tırmanan F.Bahçe dün gece öyle ya da böyle bunu başaracaktı neredeyse. Ama olmadı. 2-0 öndeyken bile güven vermeyen, 15 dakika kala tel tel dökülen görüntü karşısında 1 puan iyidir aslında.

Bakın, dün gece sahada net bir şey vardı; o da, takım özgüvenini kazanmak istiyordu ancak hatalar yapıp gerilince herkes kopuyordu. Hele o kale sahası önünde gereksiz ‘buz adam’ misali Volkan herketleri inanılır gibi değildi. Onlar topsuz oyunu ne kadar iyi oynadıysa, F.Bahçe bir o kadar kötü oynadı. Onlar hücumda ne kadar akıllı sabırlı bol paslı ver-kaçlı oynadıysa, F.Bahçe bir o kadar bireysel çabalara kaldı. Caner’in attığı ilk gol takım oyunu eseri mi? Hasan Ali’nin attırdığı savunmadan çıkıp 2-3 kişiyi ekarte edişi sonucu geldi ve gecenin en güzel F.Bahçe hareketiydi. Peki ikinci gol... Marsilya eksik yakalandı Topuz orta Alex kafa.

Bu kadar top kaybı ve pas hatası yapıp, kendi ceza sahası civarında bu kadar bilinçsiz pozisyonlar verip maçtan bir puanla ayrılmak şanstır F.Bahçe için. Sahada kaldığı süreç ilerledikçe Volkan’ın maça katılması da yenilgiyi önledi belki de. Lidersiz bir takım olmuş çıkmış F.Bahçe. Savunmayı kim, hücumu kim organize ediyor belli değil. Oysa Marsilya Valbuena farkı ile galibiyeti kaçırdı. Adam takımını hem hücum hem topsuz oyunda öyle iyi organize etti ki ‘maçın adamı’ oldu dün gece.

Maça genel olarak bir bakın; şu ya da bu isim öne çıktı demek zor olur. Yobo’nun sigortacı kimliği yine eksiksizdi. Meireles ve Topal orta sahada çok çalıştılar. Portekizli, pas hataları da yaptı ama tecrübesi ile çok da top aldı rakibinden. Topuz ve Gönül sağ kulvarı efektif kullanma çabası gösterdiler. Alex akıllı paslar yanında attığı golle sahalara geri dönmüş oldu.

Ancak tüm bunlar tamam da dün gece F.Bahçe maçın bir çok bölümünde gitti geldi. Akıl sendromu yaşattılar tribünlere. Aynı dakika içinde gole gitmeye çalışan ama kalesinde tehlikeye yaşayan bir takım olurmu. Aşılması gereken çok şey var ama nasıl bilen varsa söylesin. Zaman geçiyor ama sanki takometre bozulmuş gibi...