AKP kader mi?

30 Eylül 2022 Cuma

Son zamanlarda kamuoyu anketlerinde Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı arasındaki fark, birinciler lehine daha da artar, vatandaşın pahalılık, yolsuzluk, yoksulluk rekor enflasyondan dolayı feryadı arşı alayı tutarken, pazardaki insan manzaraları sefilleri oynarken, altılı masaya Türkiye’nin yirmi yıldan sonra demokrasiye geçişi için büyük umutlar bağlayanların belirli bir gerginlik hatta endişe içinde oldukları hissediliyordu.

Endişenin nedeni AKP, daha doğrusu, lideri Tayyip Bey hakkında oluşmuş olan “Ne yapar eder, yine seçimi kazanır” efsanesidir.

Şu sıralarda AKP’nin her alanda denetimini kaybettiği, ülkeyi yönetmekten aciz duruma düştüğü, büyük yapısal ekonomik krize, bunca zulme, göçmen (sığınmacı) sorununa önümüzdeki uzun karanlık ve soğuk kışın bizi bekleyen süprizlerine rağmen yine de kimileri, “Belli mi olur, Reis yapar eder bir şeyler yine seçimi alır” diye endişe içindeydiler. Bu arada altılı masayla ilgili söylentiler de alıp yürümüş, masada bazı sorunların baş gösterdiği söylentileri yayılmış hatta “Masa dağılır” cümlesi bile telaffuz edilmişti.

Nihayet, Meral Akşener’in geçen çarşamba günkü açıklamaları endişeleri haklı kıldı. Altılı masada bir şeyler oluyordu. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Meral Hanım ile Kemal Bey’in arasındaki anlaşmazlık su yüzüne çıkmış görünüyor. Gerçi her ne kadar her iki lider de söylentilerin daha da yaygınlaşmasını engelleyecek bir dil kullanıyorlarsa da AKP’yi kader olarak görenler masanın ömrünü tamamlamasından korkularını açık açık dile getirmekteler.

***

Şu anda iki lider arasındaki ilişkiler hakkında kesin bir şey söylemek güç de olsa bir şeyler olmakta olduğu ve bu gelişmelerin en fazla AKP’yi umutlandırdığı kesindir.

Son zamanlarda, normal koşullarda seçimi alması olanaksız görünen ve Millet İttifakı’nın yükselen yıldızı İYİ Parti’nin tabanının HDP’ye duyduğu alerjiyi kaşımak yolunu tutan AKP ilk kez rahat bir nefes alma olanağı bulmuştur.

AKP’nin, alması güç hatta kimilerine olanaksız görünen seçimlerdeki ikinci kozu ise milli iradeyi tanımama manevrasıdır. 

Meral Akşaner’in etrafı çalkalandıran açıklamasının yapıldığı gün, Anayasa Mahkemesi’nden 2023 seçimlerinin kaderini belirleyecek bir karar çıkıyordu. Basında fazla yer almayan haber şöyleydi: “Anayasa Mahkemesi CHP’nin Milletvekili Seçim Kanunu’nda değişiklik yapan kanunun bazı hükümlerinin iptal istemiyle yaptığı başvuru hakkındaki kararını açıkladı.” Anayasa Mahkemesi, CHP’nin 7393 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı hükümlerinin değiştirilmesi için yaptığı iptal taleplerini oyçokluğuyla reddetmiştir. İptali istenen maddeler, seçim kurullarının oluşumunu düzenleyen 5 ve 6. maddeler, cumhurbaşkanını propaganda yasakları dışında tutan 11. madde ve seçim kurullarının üç ay içinde yenilenmesini öngören 12. maddesidir.

Küçücük bir haber olarak yer almış olan bu olay, 2023 seçimlerinin eşit adil ve özgür olamayacağını belli etmektedir.

***

Gerçekten de serbest seçimlerin en önemli özelliklerinden biri de iktidar ve muhafetin seçim sırasında fırsat eşitliğine sahip olmalıdır. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında bu ilkeyi tanımazlıktan gelmektedir.

Aynı zamanda serbest seçimlerin en önemli özelliklerinden biri de bağımsız yargı gözetiminde olmasıdır. YSK sağımsız yargı mensuplarından oluşmayıp iktidar güdümündeki yargının üyelerinden ibarettir.

Bu durumda, bu YSK’nin yapısı değişip bağımsız yargı haline gelmediği sürece yapılacak seçimlerin kıymeti harbiyesi olmayacaktır.

Muhalefet, fırsat eşitliği ilkesine uymayan bağımsız yargı denetimi altında yapılmayacak olan seçimleri bile kazanacağını, AKP’nin kader olmadığını söylüyor.

Bakalım göreceğiz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları