Bayrağı bayrak yapan ne​?

13 Mart 2020 Cuma

Futbol televizyon aracılığıyla, artık evlerimize kadar girdi, eskiden salt erkeklerin ilgi alanındayken şimdi kadınların da ilgisini çekmeye ve onların da tutkusu olmaya başladı. Bir zamanlar her hafta sonu stadyumda canlı olarak izlediğim maçları artık televizyondan naklen izliyorum. Tabii, tribünden, halkın içinden izlemenin gerçekliğini ve tadını vermiyor televizyon, ama buna karşılık birden çok maçı arka arkaya görebilmek olanağını buluyorsunuz; tribünde olduğu kadar olmasa da bir ölçüde toplumu koklamak olanağına da kavuşuyorsunuz.

Bir süredir, gol sevincini asker selamı ile yaşayan oyuncularımız ve oturdukları yerde açtıkları pankartlarla dünyaya seslenen seyircilerimiz sayesinde futbol sahalarımız ve tribünler savaş alanına döndü.

Suriye’de yoğunlaşan çatışmalar ve birden artan şehit sayısı üzerine her taraf kan kokuyor, ölüm çığlıkları çağrıştırıyor. Aklı başında sağduyulu insanların büyük çoğunluğunu rahatsız ediyor bu durum.

Nitekim salı günkü Cumhuriyet de bu durumdan yakınıyor ve yükselen şovenizm üzerine şu manşeti atıyordu:

Akıl ülkeyi terk etti.

Aynı şeyleri iki gün önce televizyondan naklen maç izlerken tribündeki şu pankartı görünce hissetmiştim:

Bayrağı bayrak yapan kandır?/ Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

***

 İnsan çocukken böyle seslenişlerden etkileniyor. Ama aradan zaman geçince, olaya daha sağduyulu bakmaya ve düşünmeye başlıyor:

- Gerçekten, bayrağı herhangi bir bez parçasından ayırıp da bayrak yapan ne?

- Üzerinde yaşadığımız toprağı vatan haline getiren etken, salt onun uğruna gözünü kırpmadan can vermiş ve vermekte olanların varlığı mı?

- O zaman kanla sulanmak zorunluluğu olmayan bayrak, uğrunda can vermek zorunda kalmayacağımız vatanın olduğu barışçıl bir dünya özlemi aptallık mı??

Biraz düşününce bunun böyle olmadığını, bezi bayrak haline getiren etkenin akıtılan kan, toprağı vatana dönüştürenin salt şehitler olmadığını, yani bunlara kutsallık kazandıranın uğurlarında verilen canlar olmadığını, tam tersine uğurlarına verilen canların nedeninin, onların kutsallığı olduğunu görürsünüz.

Yani onlar uğurlarında ölündükleri için kutsal değil. Ama zaten kutsal oldukları için uğurlarında gerektiğinde ölünüyor.

Peki, o zaman bu bezi ve bu toprağı kutsal kılan ne?

***

Hiç uzatmaya gerek yok. Bayrağı bayrak yapan da, toprağı vatan yapan da onların toplumsal bir uzlaşmanın, bir amaç birlikteliğinin ürünleri ve simgeleri olmalarıdır.

O zaman deyişi doğru şekliyle şöyle dile getirmek gerek:

- Bez parçasını bayrak yapan da, toprağı vatan kılan da toplumsal mutabakattır.

İnsanlar belirli bir toprak parçası üzerinde, ortak bir amaca varmak için karşılıklı rıza ile birbirlerinin gözünü oymadan bir amaç birliği içinde bir arada yaşıyorlarsa, o yaşanan toprak parçası vatandır, o beraberliğin simgesi olan bez de bayraktır.

Çağımızda bayrağın da, vatanın da anlamları budur.

Ama vardığımız aşamada bu da yetmiyor. Bayrağın aynı zamanda, insanların üzerinde yaşadıkları vatanda birbirlerinin hak ve özgürlüklerine, birbirlerinin emeklerine saygı düzeninin de simgesi olması gerekiyor.

Artık insanlar “üzerinde doğduğun değil, üzerinde doyduğun toprak vatandır” diyorlar, salt orada doğdukları için bir toprağa bağlı kalmaktansa, hayat yarışında fırsat eşitliğine sahip olacağı, mutluluğu aramasının yasal karşılandığı, kendi geliştirip dile getirebildiği ve kendilerini bu koşullarla yaşamak için kabul edenlerin yaşadıkları toprak parçalarına vatan diyorlar.

Vatanı da, bayrağı da kutsal kılan işte temellerindeki bu kutsal mutabakattır. İlla kan şart değildir.

Selam olsun, fırsat eşitliğinin kutsal emeğin toprağı vatanlara ve onların simgesi özgürlük bayraklarına!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları