Doğrusu buydu

31 Ocak 2023 Salı

Altılı masa en sonunda altılı ittifaka dönüştü. Meral Akşener’in ev sahipliğinde yapılan son toplantıda ortak programın hazır olduğu, yayımlanacağı bildirildi. Ortak adayın ise 13 Şubat’ta Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğindeki toplantıda açıklanacağı da ilan edildikten başka, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığının anayasaya aykırı olduğu, bu konuda YSK’ye başvuruda bulunulacağı da açıklandı.

Doğrusu da buydu.

Özellikle, CHP’nin Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olmasına itiraz etmemesindeki mantığı anlamak güçtü. 

Tayyip Edoğan’ı, yasaklı göstererek mağdur duruma düşürmemek için ses çıkarmama mantığına katılmaya imkân yoktur.

Altılı masa, demokrasi ve hukuk devletini geri getirmek vaadiyle kurulmuştur. Böyle bir amaçla oluşturulmuş bir kurumun, anayasaya aykırı bir uygulamayı, “Bizim çıkarımıza aykırı değildir, boş verelim, aldırmayalım” diye sessizce kabul etmek AKP ile aynı çizgiye düşmek demektir. Anayasaya aykırı bir davranışı kabullenmek, demokrasi ve hukuk devleti kavramlarıyla bağdaşmaz.

***

Erdoğan’ın adaylığı konusunda başvuru mercisinin, Erdoğan’ın sözünden milim çıkmayacak kişilerden oluşan YSK olması, adaylık karşısında sessiz kalma gerekçesi olamaz. Eğer öyle bir gerekçe geçerli olsaydı seçimlerin kurallarına uygun cereyan etmesi de YSK’nin denetiminde olacağından seçimlere de girilmemesi gerekirdi.

YSK İstanbul’daki seçimlerle ilgili kararıyla, seçimlerin adil ve bağımsız yargı denetiminde olmayacağını ilan etmiştir. YSK yeni kompozisyonuyla, eskisinden de beter duruma düşmüştür.

Bu gerçek biline biline katılınacak olan 14 Mayıs 2023 seçimlerine katılmak “Biz demokratik yolla AKP’yi de YSK’yi de dize getiririz” demektir. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında her halin özelliğine göre o anda bulunacak yöntemle yanıt verilecektir ve bunun ne olacağı konusunda, ahvalin özelliği gereği şimdiden kestirilemez. 

Bu mücadeleden, demokrasinin sınırları içinde kalarak (zaten başka yolu da yok) yengi ile çıkmak isteniyorsa eğer, nasıl bir badireye girildiği konusunda hayale kapılmadan kararlı ve azimli bir tavır almak zorunludur ve bu tavır her olayın kendi özelinde zamanı gelince ele alınacaktır.

Durumun kendine özgülüğü, ayrıntılı, geniş bir program oluşturmaktan çok, seçim güvenliği ve örgütlenme sağlamlığı üzerinde durmayı, sandık güvenliği konusunda azim ve özveri isteyen, partililer dışındaki güçleri de içeren önlemler ve çareler üzerinde durmayı gerektirir.

Şu sıralarda altılı ittifak, bu kararlılık ve azmi sergilemekten uzak görünüyor. Oysa başarı her şeyden önce bu konudaki azimliliği zorunlu kılmaktadır.

Ocak sonunda açıklanacağı bildirilen ortak cumhurbaşkanı adayının ilanı bir kez daha geciktirilmiştir ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde açıklanmasının da bir kez daha ertelenebileceği kuşkusu doğmuş bulunmaktadır.

***

Altılı ittifakın ortak adayının hâlâ açıklanamamış olması işleyişini de aksatıp kendisine duyulan güvenin azalmasına yol açabilir.

Demokrasinin bütün kurallarını çiğnemiş bir iktidarın, devletin tüm kurumlarını istila ve bağımsız adil yargıyı yok ettikten sonra, paramiliter örgütlerin cirit attığı, siyasi cinayetlerin kol gezdiği bir ortamda her türlü baskıyı, hileyi, kumpası göze alarak yapmaya hazırlandığı kendine özgü bir seçimde kararsız Kasım mantalitesiyle hareket eden ittifaklarla bir yere varmak mümkün değildir.

Kararsız Kasımlar, bir an önce mahcubiyetlerinden sıyrılarak ortak adaylarını seçmek zorundadırlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları