F.Bahçe aynı zamanda hepimizin

02 Ağustos 2022 Salı

İnsanın parmağını bile oynatmaya üşendiği eyyamıbahur günlerinde yeni futbol sezonu F. Bahçe-Dinamo Kiev karşılaşmaları ve tatsız bir olayla başladı.

Son maçın gidişi Fener’in aleyhine dönüp de tribünlerde, Vladimir Putin lehine tezahürat başlayınca Fenerbahçe yöneticilerinden bu davranışa karşı bir tepki umanlar boşuna beklediler. Onlar yerlerinde taş gibi oturuyorlardı.

Turnuvanın patronu UEFA, sahasında oynanan maçta, taraftarı rakip takım aleyhine nefret davranışı sergileyen Fenerbahçe hakkında soruşturma açtı. Olayı izleyen günlerde henüz sinirleri yatışmamış görünen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Dinamo Kiev’den özür dilemeyeceklerini söyledi ve şu soruyu sordu:

- Ne yapsaydık yani, insanların ağızlarına fermuar mı çekseydik?

***

Doğrusu açıklama pek akla yatkın görünmüyor. Tezahüratın yapıldığı yer güvenliğinden Fenerbahçe’nin sorumlu olduğu Şükrü Saracoğlu Stadı, failler de Fener seyircileri, ama tabii ki yöneticiler ile ilişkisi yok. Hiç kimse böyle bir davranışı yöneticilerine yakıştırmaya cüret edemez. Ama Fener yöneticilerinden kendi ev sahibi oldukları bir maçta taraftarlarının sergiledikleri nefret söyleminden çok rahatsız olduklarını, bu hareketi kınadıklarını belirten bir tepki göstermelerini herkes haklı olarak beklerdi.

Keşke böyle bir davranış, olaylar sıcakken o anda orada sergilenseydi.

Hadi o arada olayların gerginliğiyle (bu da geçerli bir mazeret değil ya!) gerekli tepki gösterilemedi, daha sonra Fenerbahçe yönetimi olayları kınadığını belirtecek bir özrü, ev sahibi olarak sunamaz mıydı??

Ali Koç’un olayların ardından sözünü ettiği Dinamo Kiev yetkililerinin davranışları, Fenerbahçe yönetiminin konukseverliğini, sorumluluk ve ciddiyetini etkilememeliydi. Çünkü ortada bir nefret söylemi var ve Fenerbahçe’nin, böyle bir davranışın kendisiyle ilişkilendirilemeyeceğini, açıklıkla belirtmesi zorunluluktu.

Ukrayna-Rusya arasında NATO manipülasyonu ile patlak veren olaylar o zaman Batı dünyasının sanat ve akademik çevreleriyle çeşitli kuruluşların da çok yıkıcı bir nefret davranışına yol açmış ve aklı başında çevreler tarafından çok eleştirilmişti.

Benzer nefret çağrışımını hatırlatan böyle bir davranıştan Fenerbahçe’nin uzaklığını daha da vurgulayarak ortaya sermesi gerekirdi.

Fenerbahçeli değilim. Ama ezeli rakibi olarak nitelenen takımın taraftarı olmam yine de Türkiye’nin değerlerinden biri olan Fenerbahçe’yi benimsememi engellemez. Yüzyıllık geçmişiyle kazandığı başarıları, tarihimizde oynadığı rol ile Fenerbahçe aynı zamanda hepimizindir.

Fenerbahçe’nin son yıllarda özellikle futbol alanında gösterdiği (Galatasaray’ın da ondan kalır yanı yok ya!) başarısızlıklarını eleştirmek bizlere düşmez. Büyük ümitlerle işbaşına gelen Ali Koç’un çok parlak zaferler beklentisinden tenezzül edip de küçük başarılarla başını bile çevirip bakmamasının hesabını sormak Fener taraftarının işidir. Eğer Fener genç takımında da oynamış olan bir yıl önce yitirdiğimiz örnek Fenerli bacanağım Yılmaz Türkeri sağ olsaydı, hiç şüphem yok ki “sapı silikler” diye öfkesini vurgulayan klasik girişiyle başlar ve bütün bunlara gerekli tepkiyi gösterirdi. 

Türk sporuna değerli katkıları olan bu kulübümüzün faşizmin saldırıları ve kumpasları karşısında yiğitçe direnen başkanı, bu mücadelesi sırasında boyun eğmeden, aslanlar gibi hapis yatarken, kendisinin yanında olması gereken kurum ve kuruluşları yeterli desteği vermedikleri için eleştirmiş bir kişi olarak, Sayın Ali Koç’u bizim de ondan beklemek hakkına sahip bulunduğumuz daha üst düzeye taşımak konusunda başarısız olduğu için eleştirmek hakkımızdır.

Fenerbahçe’yi kurumsallaştırmak ve uluslararası platformda, kendi layık olduğu yere taşınmasını talep etmek hakkı hepimizindir. Çünkü Fenerbahçe aynı zamanda hepimizindir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları