Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
M. Balbay'ın Savunması
Aziz dostum, genç çalışma arkadaşım, Cumhuriyet’in değerli yazarı Mustafa Balbay’ın savunma günü aniden belirlenince, son anda ertelenemeyen sağlık denetimi yüzünden, celsede bulunmayı çok istememe karşın orada olamadım.
Tüm benzer durumları yaşayanlar gibi, ben de bu gibi hallerde insanların desteğe ne kadar ihtiyaç duyduklarını bilirim.
Ama sanıyorum ki, ne Mustafa’nın ne Tuncay’ın ne diğer dostların, daha önce çok kez verilmiş olan bu desteklerimizden kuşkuları olmuştur.
Duruşmada hazır olmak isteğim, hem Balbay hem de herkesçe artık bilindiğini sandığım desteğimi bir kez daha göstermek kaygısından kaynaklanıyor değildi.
Duruşmada hazır olmayı istememin nedeni, bu savunmanın davanın gidişatını nasıl etkileyeceğini merak etmemden de kaynaklanmıyordu.
Çünkü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi zaten birden fazla defa, savunmaları kale almayacağını ortaya koymuştu.
Adil yargının olmadığı yerde savunmaların şöyle ya da böyle bir rol oynaması da mümkün değildi zaten; savunmaya saygı gösterilebilmesi de zaten mümkün değildi ve delillerin yeterince tartışılmadığı, gereğince değerlendirilemediği bir ortamda, savunma süresi kısıtlanmamış olsaydı da adil yargının gerçekleşmiş olamayacağı açıktı.
Adil yargılamanın kurallarına uyulmadığında savunmanın sınırlarını çizmek güçtür.
Bu tür ortamlarda savunma bir anlamda nafile savunmaya dönüşür.
Çünkü ne denirse densin, karar peşinen vermiştir.
Ya da bir olasılık daha vardır:
Savunma artık, aynı zamanda bir iddianame, ithamnameye dönüşür.
Bu durumda, “Savunmanın sınırları içinde kalın!” uyarısı anlamsızdır.
O tabii ki aynı zamanda bir ithamname olduğundan, savunmanın sınırlarını aşacaktır.
Bu gibi durumlarda savunma yapmak konumunda olan kişiden tabii ki hiçbir şey yokmuşçasına, iddialara hukuki yanıtlar vermesini beklemek abes olur.
İddialar hukuki olmayınca, yanıtların hukuki olmasının ne anlamı olur ki?
Kaldı ki savunma yapma konumunda bulunan sanığın, süreç içindeki hukuk dışılıkları sergilemesi, bunlardan dolayı sorumlu bulduğu kişileri ve hukuksuz eylemleri teker teker ortaya sermesi, ona ait bir hak olmanın ötesinde, aynı zamanda görevidir de.
Bir zamanlar bir de savunması dolayısıyla suç duyurusunda bulunulmuş biri olarak Balbay’ın bu savunma - itham sürecindeki ikilemi nasıl aşacağını görmek için orada olmayı istiyordum.
Aslında kamuoyunun bu durumda istediği kısa ve net olan şu savunmadır:
- Burada hukuk yok, adil yargılama da yok. Siz bunu bir hukuk oyununa çevirmek isteyebilirsiniz, ama ben bu sahte oyunu oynamam. Savunma falan yapmıyorum...
Ancak bunu isteyenlerin unutmamaları gereken bir husus vardır.
Öyle haller olur ki, savunma yapmak durumunda olanlar, karar makamından adalet beklemeseler de savunmalarıyla tarihe not düşüp belge bırakmak durumundadırlar.
Çünkü o sırada iki yargı süreci iç içedir.
Biri resmi yargılama, öbürü ise kendileri henüz farkında olmasalar bile yargılananların da yargılandığı gerçek yargılama.
Bu tür davaların savunmaları işte bu ikinci yargılama süreci için de önemlidir.
Onları yapmak, orada davayı bütün yönleriyle iyi anlatmak zorunludur.
Okuduklarımdan anladığım kadarıyla sağlık nedeniyle katılamadığım duruşmada, Balbay, her ne kadar sürenin kısalığı dolayısıyla savunmasını tamamlayamamış olsa bile, kendisine düşen görevi layıkıyla yerine getirmiş bulunuyor.
Hoş bunu içeride bulunduğu sürece zaten her vesile ile yaptı ve yapmakta da.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama