Nasıl FETÖ’cü olunur?

14 Şubat 2020 Cuma

Burhan Kuzu, Kayseri’nin Develi ilçesinde 1955 yılında doğmuş, sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi anayasa hukuku profesörü olarak  Anayasa Hukuku  Kürsüsü Başkanlığı’na kadar yükselmiş, AKP’nin kurucu üyesi olarak bu partiden 2002 seçimlerinde TBMM’ye seçilmiş, Meclis Adalet Komisyonu Başkanlığı’nda bulunmuş, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak görev yapmış “möhüm” bir kişi.

Bu “möhüm” kişinin adı son zamanlarda İran asıllı Naci Şerifi Zindaşti ile birlikte anılır oldu.

Cumhuriyet okurlarının yakından bildikleri Naci Şerifi Zindaşti, uyuşturucu ticareti yapan, birtakım cinayet davalarına adı karışmış ve büyük serveti olan başka “mühim” bir kişi

Zindaşti’nin adı, adli kayıtlara ilk kez Eylül 2007’de geçiyor. Uyuşturucudan, yine mühim bir kişi olan Savcı Zekeriya Öz’ün karşısına çıkarılıyor, ama gizli tanık olması karşılığında serbest bırakılıyor ve o günden sonra uyuşturucu kaçakçılığından, cinayete azmettirmeden, cinayetten adli kayıtlarda çokça adı geçiyor.  Zindaşti’nin adının son kez kayıtlara geçmesi ise cinayet soruşturmasıyla tutuklanmasının üstünden 6 ay geçmeden, İstanbul Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan tarafından 19 Ekim 2018’de sürpriz bir şekilde tahliye edilmesi üzerine oluyor.

***

Savcı Ercan Demir’in, aleyhinde bir sürü önemli delil bulunan Zindaşti’nin tahliyesine itirazı üzerine, bir üst mahkeme yeniden tutuklama kararı veriyorsa da bu arada kafesten uçmuş oluyor Zindaşti.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, aleyhinde bu kadar delil bulunan Zindaşti’nin tahliye edilmesi üzerine soruşturma açıyor. Soruşturma sırasında Zindaşti’nin salıverilmesi için, o sıralarda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olan Burhan Kuzu’nun hâkim ve savcılara baskı yaptığı haberi Cumhuriyet’te yayımlanıyor

Burhan Kuzu, hemen haberi yalanlıyor:

- Zindaşti’yi tanımam, görüşmüşlüğümüz yoktur!

Bunun üzerine Cumhuriyet, Zehra Özdilek’in bulduğu ve Zindaşti ile Burhan Kuzu’nun masada birlikte çekilmiş fotoğrafını yayımlıyor.

Ama Burhan Kuzu yılmıyor. Hâkim ve savcılara baskı yapmadığında ısrar ediyor. 

Son olarak da Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’nün siyasi ayağını açıkladığı sıralarda Twitter’dan, hâkim ve savcılara baskı yapmadığını iddia eden bir açıklama daha yapıyor.

Bu arada, hâkim ve savcılara baskı yapmadığını belirten Burhan Kuzu’nun ifadeye çağrılacağı açıklanırken, tutuklama kararına itiraz eden savcı Ercan Demir ile yargıçlar Özcan Gürel ile Ersin Öztürk, Burhan Kuzu’nun kendilerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan aradığını ve Zindaşti’nin salıverilmesi için baskı yaptığını yineliyorlar, yani Cumhuriyet’in haberini doğruluyorlar.

Bunun üzerine Burhan Kuzu kendini şöyle savunuyor:

- Cumhuriyet gazetesi FETÖ’nün yayın organıdır.

Değerli okurlarım, Türkiye’de bir süredir FETÖ’cüler, yedikleri herzeler meydana çıkınca, bunları ortaya çıkaranları FETÖ’cülükle suçlamaktadırlar. FETÖ’nün siyasal ayağının tartışıldığı şu sıralarda yandaş medya ile AKP sürekli olarak, FETÖ ile uğraşma adına kendileriyle uğraşıldığı suçlamasıyla etrafa saldırmaktadır.

FETÖ’nün siyasal ayağının araştırılması sırasında, AKP’nin gündeme gelmesinden daha doğal ne olabilir?

Ama kurnaz FETÖ’cüler, bu gerçeği dile getirenlere yavuz hırsız misali “FETÖ’cü” diye saldırmaktadırlar.

Burhan Kuzu da aynı şekilde, habaseti ortaya serilince, kurnazlık ederek, Cumhuriyet’i FETÖ’nün yayın organı olarak nitelemektedir.

Kendisine buradan soruyoruz:

- Peki Hoca, yukarıda adlarını verdiğimiz savcı ve yargıçların HSK müfettişlerine verdikleri Burhan Kuzu’nun Zindaşti’nin serbest bırakılması için baskı yaptığını dile getiren ifadelerine ne diyeceksin? Onlar da mı FETÖ’cü?

Burhan Kuzu’nun Cumhuriyet’in FETÖ’nün yayın organı olduğu açıklamasını görünce, Türkiye’de nasıl FETÖ’cü olunduğunu anlamak da kolaylaşıyor:

- Bir herifi naşerifin habasetini ortaya dök, hemen FETÖ’cü suçlaması hazır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları