Normal

22 Mayıs 2020 Cuma

Artık hepimiz çok sıkıldık. Sabrımız taşma raddelerine geldi.

Sakın bu yakınmalarıma bakıp da kısıtlamalara karşı çıktığım, bunları titizlikle uyguladıkları için yöneticileri eleştirdiğim sanılmasın! Tam tersine, destekliyorum, hatta bazı kararlarda gevşemenin erken olmasından korkuyorum.

Ama ortada da bir gerçek var, artık herkes sıkıldı, herkes sabırsızlıkla soruyor:

- Ne zaman normalleşecegiz?

Dikkat ederseniz, bıkkınlık dolu olan bu soru sanki koronavirüs salgınından önce çok normal bir durumdaymışız da salgınla bu durumu kaybetmişiz varsayımını içeriyor.

Pandemiden ve ona karşı alınan önlemlerden önce toplumca çok “normal” durumda mıydık ki, onlar kalkıp da eski duruma dönünce normalleşecek olalım?

Öyle bir diyar düşünün ki, yargısı olsun, ama adaleti olmasın!

Öyle bir diyar düşünün ki, parlamentosu olup, Yüce Meclisi’nin hiç işlevi olmasın!

Öyle bir diyar düşünün ki, aydının ağzı, gazetecisinin kalemi olsun ama kimse hapsedilmek, (artık buna katledilmek de katıldı) tehlikesi olmadan konuşup yazamasın!

Öyle bir diyar düşünün ki ortaya seçim sandığı konsun, sonra oradan çıkan irade tanınmasın!

Öyle bir diyar düşünün ki, emeğiyle yarı aç durumdan kurtulamayan insanlar, kullanmadıkları köprülerin, yararlanmadıkları yolların geçiş parasını ödesin!

Öyle bir toplum düşünün ki, yüzyıl önce rüştünü, bağımsızlığını kazanarak ispat etmesine karşın, yine de onun adına bütün kararları tek kişinin aldığı bir reşit olmamışlar topluluğuna dönüşsün!

Öyle bir toplum düşünün ki, gençlerinin, çelik kolları, hünerli elleri, olsun ama hiçbir iş yapamayıp, eli böğründe üretimin dışında kalsın!

Bütün bunlar normal mi ki, o koşullara dönüş, normalleşme sayılsın?

***

Hem normal nedir ki?

Ne normal, ne değil; kim normal, kim değil; kim hangi ölçütle karar verecek?

Fransızcadan gelen ve alışılagelene, olağana, norma (kurala) uygun anlamını taşıyan, “normal” görece bir kavramdır.

Her kişi, her toplum, her topluluk o sırada kendi için geçerli olan normlarına göre belirler kendi normalini de...

O yüzden denebilir ki, normalde iki değişik normalin birbirlerine normal gelmemeleri normaldir.

Normlar ve normaller arasındaki bu çelişki nasıl giderilecek?

Demokrasiler kimsenin kimseye kendi normalini dayatmadan, bir arada barış içinde yaşadıkları sistemler olarak, özüne devlet dahil kimsenin dokunamayacağı insan temel hak ve özgürlükler kavramıyla sorunu çözmüştür. Her vatandaş kendi temel hak ve özgürlüklerine kimsenin müdahale edemeyeceğinin güvencesi, kendisi de kimsenin hak ve özgürlüklerine müdahale etmeyeceğinin yükümlülüğü altında olunca herkes kendi normali doğrultusunda barış içinde birlikte yaşayabilecektir.

***

Normal sözcüğünün bende özel bir yeri var. Hayatımın belirli bir döneminde “normal” sözcüğü beni zıvanadan çıkarırdı.

Türkiye’de bira tüketiminin yeni yeni arttığı yıllardı. Bu ortamda, yazın sıcağında soğuk bir fıçı biraya bayılıyordum. Gelgelelim, nerede olursa olsun, nedense biralar yeterince soğutulmuyordu ve çoğunlukla önünüze getirilen at çişi gibi bir şey oluyordu. Onun için her defasında garsona ısrarla soruyordum:

- Oğlum biran soğuk mu?

Yanıt her zaman aynı oluyordu:

- Normaldir abi!...

- Ne demek normal, sıcak mı, soğuk mu?

- Normaldir abi!

Çıldıracağım, ben adama soğuk mu diye soruyorum, o hep nomaldir diyor; soğuk mu sorusuna yanıt vermiyor.

Sık sık önümde at çişi gibi biralar bula bula zamanla “normaldir”in biranın sıcak olduğunu söylememe kurnazlığının ifadesi olduğunu anladım.

Demek ki, normal konuşma böyle oluyordu.

O zaman ben de öyle konuşmaya başladım.

Geçenlerde bir yabancı gazeteci sordu: Türkiye’de basının ve yargının durumu nedir?

Ne diyeceğimi bilemiyordum ki, tecrübelerim imdadıma yetişti, hemen cevapladım:

- Normaldir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları