Rol difüzyonu

22 Temmuz 2022 Cuma

Siyaset dünyasında çok sık yinelenen bir saçma vardır. Tartışma tıkanınca muhalefete yönelik malum tekerleme sürülür hemen ortaya:

- Hep olumsuz eleştiri! Bir de düzeltmek için ne yapmak gerektiğini göster kardeşim!

Toplumsal yaşamda, yönetim iktidarın işidir, muhalefetin değil. Hem sorunların çözülememesi çoğu zaman salt cehaletten değil, aynı zamanda çözüm için gerekli önlemlerin, siyasi, sınıfsal ve toplumsal maliyetinin göze alınamamasındandır.

Bir örnekle açalım. Türkiye’ye çok pahalıya patlamış olan, 1999 krizinin çözümü konusunda, geleneksel siyasi kadrolar umarsız görünüyorlardı. Sonunda “uluslararası sermaye” maliyetlerine katlanarak, herkesin bildiği önlemleri uygulayacak olan kendi elemanlarından, Kemal Derviş’i, ekonomiden sorumlu kişi olarak tayin ettirince işleri yoluna girdi.

***

Kemal Derviş’in işleri yoluna koymasının nedeni bizdeki ekonomistlerin cehaletleri yüzünden bilmedikleri sihirli formülü bilmesi değil, arkasında can yakıcı ve yükü emekçinin sırtına yükleyici malum önlemleri almasına imkân veren uluslararası sermayenin desteği olduğundandı. Siyasette, elinde erk olmayan muhalefetin bunun ayırdında olmadan, çözüm üretiyorum sanması kadar, devletin bütün erklerine sahip, iktidarın, işi gücü bir yana bırakıp yakınması da gariptir. Böyle durumlarda adama derler ki, “Arkadaş sen yakınma makamında değil, icraat makamındasın şikâyet edeceğine çöz ya da yapamıyorsan bırak git yerine çözecek olan gelsin!”

Ama durum böyle iken, ülkemizde bir süredir bu rol difüzyonu havası egemen. Bir kişinin her şey, herkesin hiçbir şey olduğu ülkede, artık kimin iktidar, kimin muhalefet olduğu da belli değil.

***      

Bu olgu zaman zaman garip durumlar çıkarıyor ortaya. Bir zamanlar Türk basınının amiral gemisi olarak nitelendirilen, şimdi diğer yandaş medya ile birlikte gerçek değil algı peşinde olan Hürriyet gazetesi geçen çarşamba günü birinci sayfa manşetten bir haber verdi. Habere göre AKP, öğrenci kredi borçları sorununu, faiz  ve enflasyon farkı almadan çözmüş. Haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resminin yanında müjdesi yer alıyordu.

Haberi okuyunca güldüm. Yahu o meseleyi Sayın Erdoğan değil Kemal Bey çözdü. Son zamanlarda hep de böyle oluyor. Çeşitli sorunlar karşısında çaresiz kalan vatandaş muhalefete,genellikle de ana muhalefete başvuruyor, o da çözüm yolunu gösterince “aman siz iktidarıma dokunmayın da onu ben de yaparım” havasında olan AKP, hemen Kemal Bey’in çözümünü yaşama geçireceğini vaat ediyor. Öğrenci kredilerinde de öyle oldu. Canı yanmış genç öğrenci elinde devlet erki olmayan Kemal Bey’e başvurdu, ana muhalefet lideri de “Faiz ve enflasyon farkını ödemeyin, ben iktidar olunca yalnız anaparayı alacağım” deyince, AKP hemen çözüme sahip çıkıp kendi kararıymış gibi açıklayıverdi.

Hiç kuşkunuz olmasın ki, önümüzdeki günlerde benzer durumlarla sıkça karşılaşacağız. Muhalefetin çeşitli konulardaki çözümlerini AKP hiç istemeden zoraki de olsa yeter ki gün eksilmesin penceresinden diye benimseyip, kendi politikası olarak yürürlüğe koyacaktır. 

Türkiye’de sorunları AKP ile MHP’nin doğurduğu muhalefetin de çözdüğü bir dönem çoktan başlamıştı bile.

Garip bir durumdur bu. Hâkimi mutlak diktatoryal bir hegemonyadan aşağısına tenezzül etmeyen AKP, sonunda kendi olağan iktidarından bile vazgeçmek durumunda kalmışken, şimdi bir de kimileri “seçimleri kaybetsek bile iktidarı bırakmayız” diyebilmektedirler.

Yahu hazretler bu ne iştir? Siz seçimle gelen iktidarınızı bile elinizde tutmayıp, yitiriyorsunuz, sonra da “Gücü asla elden  bırakmayız!” diye hava basmaya kalkıyorsunuz.

İyi de bu arada öğrenci kredi borcu müjdesini Tayyip Bey’e değil de Bay Kemal’e borçlu olduğumuzu Hürriyet’e kim anlatacak?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları