Sivil darbeci kafası

26 Ocak 2021 Salı

Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden (24 Ocak 1993) bu yana her yıl 24 Ocak ile Muammer Aksoy’un öldürüldüğü 31 Ocak (1990) arası Adalet ve Demokrasi Haftası olarak, yurdun dört bir yanında çeşitli etkinlikler yapılmakta, demokrasi şehitlerimiz anılmaktadır.

2021 Adalet ve Demokrasi Haftası’nı yine karanlık bir ekonomik, sosyal, siyasal ortamda yaşamamıza karşın tek başına Uğur Mumcu’nun yaşamöyküsü bile bizi yüreklendirmeye yetiyor.

Uğur Mumcu bir Cumhuriyet projesiydi.

Rönesansı ve aydınlanmayı ıskalamış, Sanayi Devrimi’ni yakalayamamış, sermaye birikimini oluşturamamış, kendini hâlâ imparatorluk sanırken, emperyalizmin yarı sömürgesi konumuna düşmüş, dinsel taassubun vesayetinde kıvranan tarım kültürünü aşamamış, eğitim düzeyi yerlerde sürünen bir ülkede Cumhuriyet bütün bu eksikleri yeni aydınlanmacı ve laik düşünceli insanı yaratarak gidermeye çalışmış, bunda da birçok alanda, birçok örnekte görüldüğü gibi, başarılı olmuştur.

Düşünceleri, araştırmaları, yazılarıyla bize hâlâ yol göstermeyi sürdüren, başarılı Cumhuriyet projesi Uğur Mumcu’nun öldürülmesinin nedeni gerçekleri ortaya çıkarmaktaki azmi ve becerisiydi. Gerçekleri kamuoyuna yansıtma görevinin kutsallığına inanmış, bu yolda her şeyi göze alarak yaşayan biri olan Uğur Mumcu’nun en kızdığı tipler ise bir konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlardı.

***

Haklıydı da...

Halkın kendi için en yararlı en doğru olanı seçme yetisinin olduğu varsayımına dayanan demokrasinin yaşama geçmesini sağlayacak milli iradenin sağlıklı bir şekilde oluşması ancak onun, neyin ne olup ne olmadığını bilmesi ile mümkündür. Dolayısıyla, basının gerçeği gözler önüne serme çabasının güvencesi olan basın özgürlüğü, demokrasinin onsuz olmazıdır.

28 Adalet ve Demokrasi Haftası’nı idrak ettiğimiz şu günlerde Türkiye’de basın özgürlüğüne bakış acaba ne? Sorunun yanıtını, Halk TV’nin 7 Mart 2020 tarihinde yayımlanan “Şimdiki zaman siyaset” programına kestiği cezadan dolayı dava edilmiş olan, RTÜK’ün mahkemeye gönderdiği, cevabı açıklayan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır veriyor. Ali Mahir Başarır’ın açıkladığına göre, AKP’nin sözel ve görsel medyayı denetim ve cezalandırma aracı haline gelmiş olan RTÜK mahkemeye gönderdiği savunma yazısında aynen şunları söylüyor: “Medyanın iktidarın yıkılmasına sebep olabilecek, ekonomik kararlara hükmedebilecek, daha açık bir ifade ile istediğini başa getirebilecek, istediğini alaşağı edebilecek derecede önem arz ettiği bir durumda, her program konuğunun medya kanalıyla istediğini söyleme özgürlüğünden bahsetmek asla mümkün olamaz.

İktidarın medyayı cendere altında tutma aracı olan RTÜK’ün basın özgürlüğüyle ilgili bu sözlerin AKP’nin de bu konudaki görüşlerini yansıttığından kimsenin kuşkusu olmasın!

***

RTÜK’ün yeryüzünün bütün demokratlarının dudaklarını uçuklatacak sözlerinin bir örneğine daha rastlamanın mümkün olmadığını yazacaktım ki tam aklıma Zeki Sözer’in kuruluşunda büyük katkısı olduğu TRT’yi anlatan “Halkın Sesinden İktidarın Borazanlığına” kitabı geldi. Onu okuduğunuz zaman görüyorsunuz ki kimilerinin demokrasi kahramanı olarak sunmaya çalıştıkları, Adnan Menderes de Devlet Radyosu’ndan muhalefetin de yararlanması istemine karşı Devlet Radyosu’nun iktidarın bin bir güçlükle gerçekleştirdiği icraatlarının laf ebesi birileri tarafından halkın gözünden düşürülmesine alet edilmesine göz yumamayacakları yanıtını veriyordu.

İşte DP ile AKP’nin basın özgürlüğüyle ilgili birbirine tıpatıp uyan sözleri.

Aradan altmış yıl ve kaç darbe, kaç iktidar geçmiş, özde bir şey değişmemiş.

Anlaşılan sivil darbeci kafa, eskiden beri ısrarla sürdüğü yolu değiştirmeyecek, Allah encamlarını hayır eylesin!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları