Tayyip’e karşı ulusal koalisyon

05 Haziran 2015 Cuma

Siz bakmayın artık iki gün kalmış olan oylamada sandıktan çıkabilecek olan en kötü sonucun koalisyon olacağını söyleyenlere!
Koalisyonların bütün kötülüklerin anası ve istikrarsızlığın nedeni olduğunu dirençle ileri sürenler, çoğunlukçu dayatmanın savunucularıdırlar.
Eğer dediği dedik tek adam yönetimi gerçekten istikrarın ve güvenin garantisi olsaydı, 14 yıllık Tayyip Erdoğan iktidarı Türkiye’sinin bir istikrar abidesi olması gerekirdi.
Gerçek öyle mi?
Türkiye bizden olanlar ve onlardan olanlar diye ikiye bölünmüş durumda.
Türkiye bütün komşularıyla ihtilaf halinde, sınırları kevgire dönmüş bir ülke konumunda ve büyük bir bölgesel savaşım aktörlerinden biri olması ihtimali çok kuvvetli.
Türkiye, iyi yönetilemediği takdirde, bir iç savaşa kadar bile varabilecek vahim bir
Kürt sorunuyla karşı karşıya.
Ve konunun ilgili tarafları, aslında bu sorunun bir demokrasi sorunu mu, yoksa bir etnik sorun mu olduğu konusunda, kafalarında netleşmiş bir düşünceye sahip değiller, kimse nereye kadar gidilebileceğini bilmiyor.
Türkiye’de anayasa hukuken değilse bile fiilen rafa kaldırılmış durumda, yargı yürütmenin, yürütmeden de çok, tek kişinin vesayeti altında.
Seçim ertesinde, bir tek parti iktidarı bile çıksa, ülkeyi büyük bir kargaşa bekliyor.
Özlenen istikrar bu mu?

***

Gelelim koalisyona:
Bir koalisyonun olabilmesi için, çeşitli siyasi güçlerin bir amaç etrafında, onu yaşama geçirmek üzere, uzlaşarak bir araya gelmeleri gerekmektedir.
Bu durumda, 7 Haziran ertesi bir koalisyonun oluşabilmesi için bir amaç etrafında bir araya gelmeye hazır güçlerin olması gerekmektedir.
Bu hangi amaç çevresinde ve hangi formül ile mümkün olabilir?
Türkiye’nin bugün birinci sorunu demokrasi sorunu olduğuna göre, formül ulusal koalisyon, amaç da demokrasi olabilir..
Yani 7 Haziran ertesinde Türkiye’yi daha yönetilebilir bir ülke haline getirebilecek olan, demokrasi için milli koalisyondur.
Bu formülün geçerlilik kazanması, bütün partilerin katılmasıyla mümkün olur. Yani
AKP, CHP, MHP ve barajı geçmesini tahmin ve temenni ettiğimiz HDP’nin katılacakları bir ulusal koalisyon önce, kişiye özel değil, ülkeye yönelik demokrasiye özel bir anayasa yapacak, yargı sorununu çözecek, Kürt sorununun demokratik müzakeresinin önünü açacak bir çözüm için ulusal bir uzlaşı oluşturabilirler.
Bu koalisyonda bir tarafta bütün partiler, öte tarafta da, Tayyip Bey olacaktır.
Tıpkı şimdi olduğu gibi...
Eveet şimdi de, demokrasinin önündeki en büyük engel, politikasıyla ve kişiliğiyle Tayyip Erdoğan’dır.
Seçim ertesi oluşacak bir koalisyonun amacı, Tayyip’in yaptığı tahribatı tümden ortadan kaldırmasa bile, hafifletmek olacaktır.
Ama böyle bir koalisyonun önündeki en büyük engel de yine siyasi gücü hâlâ yabana atılmaz olan Tayyip olacaktır.
Yine de, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu iç ve dış sorunlar ile, bunların kontrolsüz olduğu için artık en yıkıcısı haline gelmiş olan Tayyip Bey’in tasfiye edilmesi için gerekli iç ve dış koşulların oluşabilmesi mümkündür.
Siyasetin en nefret ettiği şey boşluktur. Tayyip Erdoğan’ın kontrolsüz gücü boşluktan da büyük bir sorun oluşturmaktadır.
Bu yüzdendir ki şu anda imkânsız gibi görünen çözümler bugünden yarına koşulların oluşmasıyla yaşama geçebilir hale gelecektir.
Tayyip Bey’in kontrolsüz yıkıcı güç haline gelmesi durumu, AKP için de geçerlidir.
Bekleyin, bakın seçim ertesi nelere gebe olacak!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları