Yanlışlık yok

08 Temmuz 2022 Cuma

Güzel, zarif gelinim Deniz Sirmen’in özenli ve şefkat dolu nezareti altında, Makbure Hanım ile yalnız yaşıyorum. Günlük alışverişi, bakkala, kasaba, manava telefon ederek (hepsi sonradan Deniz tarafından gözden geçirilmek üzere) ben yapıyorum. Her sipariş geldiğinde, yeni bir şokla karşılaşıyor, açlığın kapıya, dayanacağı günlerin korkusuyla titriyorum. Her şey üzerimden dozer gibi geçerken “Neyse ki yakında bitecek” diye ölümden medet umuyorum.

Korkunç bir durum.

Herkes, “Faiz sebeptir, enflasyon sonuç” kâbusuna uyandığımızdan beri, korkunç yanlıştan ne zaman vazgeçeceğimizi merak ediyor. Sanki enflasyon, bir hatanın bir yanlışlığın sonucuymuş gibi. 

Oysa ortada yanlış falan yok. Ne kuvvetler ayrılığının çökmesi ne adaletin zulme tebdil edilerek ayaklar altında çiğnenmesi ne yasamanın yalama olması, ne yürütmenin, yargının Reis’e ram olması ne tarımın çökmesi ve ordunun esir düşmesi ne dış politikadaki kahredici yalnızlık yanlışlık sonucudur.

Ortada herhangi bir yanlışlık yok.

Her şey bilerek düşünülerek yapılıyor. Ortada yanılgı yok, kasıt var.

***

Türkiye’nin ürettiğinden çok tüketen yağma ve talan düzeni, aydınlıktan yeniden karanlığa dönüş hızı artık en üst düzeye geleli beri, 21. yüzyıl ile birlikte Aydınlanmacı laik Cumhuriyet, şeyhler tarikatlar sultasında bir totaliter şeriat devleti haline getirilmek üzere kollar sıvandı. Amerikan emperyalizmi ile İhvan’ın, yerli ortaklarının birlikte dizayn ettikleri AKP projesi hızla harekete geçirilerek Aydınlanmacı Cumhuriyetin kurul ve kurumları yargı, TSK, Milli Eğitim, yasama teker teker tasfiye edildi.

Yağma ve talan ile inşaat sektörüne dayalı ekonomi hızla üretimden uzaklaştırılıyor, Türkiye’de tümüyle üretim dışına itilmiş tarım çökertiliyor, her alanda üretim geriliyor, ithalata tüketime dayalı büyüme modeli teşvik ediliyor, katma değer üreten alanlarda üretim geliştirilmiyor, yağma ve talan ekonomisine müteahhitler ile birlikte oturanlara akıl almaz yöntemlerle kaynak transfer ediliyor, bu arada düzenin politik, ekonomik, egemenleriyle bağdaşmayan, emperyalizmin hesabına uymayanlar tasfiye ediliyor, bunlar yapılırken eskiden kalma demokrasi benzeri rejimin kalan kurumları da yeni oluşumun önünü tıkamasınlar diye yıkılıyorlardı.

Yağma talan ekonomisinin, üretmek yerine ithal etmeyi tercih eden politikalarıyla da tarım bir yanlışlık sonucu değil, kasten çökertiliyordu. Her alanda üretim değil, tüketim teşvik edilerek sonuçsuz bir modelin uygulanmasında, ne tarımın çökmesi ne ormanların yanması, ne kendi silahını gemisini kendi yapan, dünyaya parmak ısırtacak, başarılar kazanan, kendi ayakları üzerinde duran bir donanmanın ulusal çıkarları savunan subaylarının tutsak edilmeleri, raslantı veya yanlışlık yüzünden oluyordu.

Yeni rejimin büyük resminin bütün parçaları birbirlerine uyuyor ve ortaya kendi içinde tutarlı bir görüntü çıkıyordu.

O resmin doğruları ile Cumhuriyetin doğruları birbirlerine uymuyordu.

İkisinin gerçekleri birbirleriyle bağdaşmıyordu. İki tarafın da kendi gerçekleri kendi doğrularını savunurken, karşı tarafa kaçınılmaz olarak bir bedel ödetmekteydiler. Dayanağı dış çıkarlarda, umarı yağma ve talanda, ışığı karanlıkta olanlar tabii kendi düzenlerini kurup, pekiştirirken emekten, özgürlükten, aydınlıktan yana olanların canını yakacaklar, lokmasını kapacaklardı. Bu sürede enflasyon yoluyla, emekçinin hakkını mütegallibeye transfer edenlerin davranşları yanlış değil, ama onların, emekle aydınlıkla çelişen kendi doğrularıydılar.

Yanılmamak gerekirdi. Hiçbir şey yanlış değildi. Her şey kasten oluyordu. Korkunç enflasyon yanlışlıkla ortaya çıkmamıştı. Her şey kasten olmuştu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları