Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, İstanbul’un 2020 Olimpiyat Oyunları’na adaylığını tanıtmak amacıyla gittiği Rusya’da önemli açıklamalarda bulundu. Yabancı konuklara, profesyonelce hazırlanan bir banket ile İstanbul’un artılarını anlatıp, eylül ayındaki oylama için destek istedi. Barkovizyon gösterisi mükemmeldi.
Kürsüden indikten sonra da Türk gazetecilere açıklamalarda bulundu Sayın Bakan. Ne var ki söylemleri olimpiyat hedefinden uzaktı. Aynı zamanda siyasi bir kimlik olan Gençlik Spor Bakanı Kılıç, Türkiye’nin çok da yaklaştığı olimpiyat ev sahipliğini bir kenara bırakıp, Türk futbolunu kurtarmaya soyunmuştu verdiği demeçlerle. Biliyordu ki futbolla ilgili konuşursa gündemde kalırdı; olimpiyat ne ki! Ancak unuttuğu bir nokta vardı. Bakanlık olarak TFF, yani Türkiye Futbol Federasyonu üzerinde sadece “denetim-gözetim” yetkisi bulunuyordu: “Maçları gündüz oynayın” gibi bir buyruk veremezdi 5894 sayılı yasaya göre!
Üstelik, Türkiye’nin iklim şartlarını ve Lig TV’nin yayın yönetmeliklerini de araştırmadan yapmıştı bu açıklamayı. O arada olimpiyat unutuldu. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Hatay’da insanlar birbirini yerken, 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları’nın kenti İstanbul’un kalbi polisin orantısız müdahalesiyle savaş alanına çevrilmişken, kendini futbola vermişti sayın bakan. Olimpiyatlarla ilgili söylemde bulunmak aklına bile gelmedi. Oysa çıkıp, “Türkiye’de insanlar demokratik hakkını kullanıyor, bizim işimiz spor, göstericiler Gezi Parkı’ndaki eylemlerinden sonra çevreci bir tutum sergileyip çöplerini bile topladılar, İstanbullu 2020’yi hak ediyor” deseydi inanın sol tandanslı Latin oylarının büyük bölümünü çevirebilirdi.
Ama o, halı sahada çift kale maçı tercih etti. Nasılsa biliyor ki TFF özerk, ama iktidarın her dediğini yerine getirecek bir yapı var Türkiye’de Haluk Ulusoy döneminden bu yana. O da giydi formasını, attı gollerini. TFF demişken. Süper Kupa finalini Bakû’de oynama gibi bir düşü vardı Yıldırım Demirören’in; hatta açıklamayı da yaptı. Ama Azeri federasyonu “Hayır” dedi. Gerçekten bu ciddi bir itibar kaybıdır. Resmen refüze edildik. Birileri Demirerön’e söylemeli, bu tip bir açıklama yapıyorsanız önce Azerbaycan’dan “garanti” sözü alırsınız. Almazsanız mı? Böyle itibarsızlaşırsınız!