Yerel yönetimler seçimi yaklaşıyor. İşin içine sandık girince elbette hile iddiaları da beraberinde geliyor!
Geçenlerde AKP’li meclis üyesi Süleyman Gedikoğlu’nun Üsküdar’daki evinde 40 kişinin kayıtlı olduğu ortaya çıktı.
2 göz oda bir evde tam 40 kişinin kayıtlarını verdi Cumhuriyet ve bir iki yürekli gazeteci...
Abartıdır diyenler çıkıyordu ki, ilk ağızdan doğrulandı bu skandal. Hatta bir TV kanalına bağlanan Gedikoğlu, “Akraba, eş dost spor salonundan yararlanmak istiyordu, kayıtlarını bizim eve aldırdılar” dedi.
Eskiler, “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” derler ya o hesap. Bu seçmenlerin kaydı iptal olur mu, olmaz mı o siyasetçiler ve yargı-yürütmenin işi. Mideleri kaldıracaksa, oy attırsınlar bu taşıma seçmenlere!
İşin politik yönünü bırakıp spor tarafına bakarsak, Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, plaket vermeli Gedikoğlu’na. Düşünsenize, Meclis üyesinin biri kendi evini spor yapmak isteyen 40 kişiye açıyor; genci var, yaşlısı var! Gerçekten bravo! Hayatında ayağına top değmemiş, ip atlamamış insanlara spor yaptırıyor AKP’li meclis üyesi!
Elbette bu arkadaşlar, Vakıfbank, Çavuşdere ve Kirazlıtepe’deki spor tesislerinin aylık 65-80 lira arasında değişen aidatlarını öderler mi bilemiyoruz ama şakayı bir yana bırakırsak, Üsküdarlının spor hakkı Sancaktepe’den,Beykoz’dan, Ümraniye’den gelenlere peşkeş çekiliyor.
Üsküdar’ın koca koca spor kulüpleri, tesis yokluğundan dolayı halı sahada saatlik ücret karşılığı antrenman yapar hale gelmişken, bölgenin spor olanaklarını farklı ilçelerde olanlara kullandırmak ne derece etik Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’e sormak gerek!Sen Tunusbağı’na, Selami Ali’ye, Üsküdar Anadolu’ya, Barbaros’a saha bulma, kulüplerin ulaşım sorununu çözme, Üsküdar’ı, 39 ilçenin AKP’li seçmenine aç!

*** 

Futbola dönecek olursak, geçen haftanın gündemi ‘Cumhuriyet’in tartışmaya açtığı futbol borçlarının TFF ve Bankalar Birliği eliyle kapama konusuydu. Hatta öyle ki, necip Türk basınının alkış tutup, sadece Cumhuriyet’in, Kemal Ulusu’yla, Adnan Dinçer’le, Gülengül Altınsay’la ‘iktidar oyunu’ diye şerh koyduğu borçlar havuzu meselesinin kamuoyuna yansıtıldığı gibi “büyük bir müjde” olmadığı ortaya çıktı. Örneğin Sivasspor başta olmak üzere birçok kulüp, “Biz borcumuzu kendimiz kaparız” diyerek teklife burun kıvırdı. 14.5 milyarlık borcun asıl sahibi 4 büyükler ise ‘teminat’ gerçeği nedeniyle TFF-Bankalar Birliği’nin teklifine balıklama atlama kararını askıya aldı. Çünkü bu sisteme göre asıl görevi Türk çiftçi ve hayvancısını desteklemek olan Ziraat Bankası, 5-6 yıllık uzun vadeyle kredi verirken, ‘bankacılık’ kuralları gereği teminat isteyecek. Malı, mülkü olmayan kulüpler de isim haklarını ipoteğe koyacak. İşte bu gerçek, aklı başındaki kulüplere hafiften bir fren yaptırdı. Özellikle Galatasaray’daki üye baskısı, Fenerbahçe’nin de bankacılık uzmanı idarecilerinin “İyi incelenmesi gerekir” görüşü, iki kulübü daha aklı selim davranmaya yönlendirdi sanki!