Euro Basket’te Almanya galibiyetiyle grubun ilk 3 sırası için umutlanmıştık, taa ki İspanya’nın önceki gece garip biçimde İtalya’ya boyun eğişine kadar.
İspanyollar kaybedip averaj hesapları 12 Dev Adam’ın tüm stratejisini bozunca Sırbistan maçı grup finali olup çıkmıştı. Kazanırsan lidersin, kaybedersen 4.; ne yazık ki kaybettik ve artık diğer grubun ev sahibi lideri Fransa’nın şefkatli (!) kollarına gideceğiz.
Lig Radyo Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan, bir gün önceki maçı kastederek, “Türkiye dünkü Almanya, Sırbistan da Türkiye gibi oynadı” dedi. Haklıydı; Sırplar karşılaşmaya Teodosic önderliğinde fırtına gibi girmiş farkı açıp maçı koparmıştı. 7 kez boş dönmüş 6 da basket yemiştik o limitsiz düşüş anında.. 3. periyottaki direniş ise sadece heyecan yaptırdı bizlere o kadar...
Bir gün öncesinin yıldızı Ali Muhammed’i kitlemek Sırplar adına akıllıcaydı, oyunu yönetme yükü de yorgun Sinan’a kalınca maçı istedikleri gibi sürdürdüler. Semih ile Ersan da direnemeyince Cedi’nin çabası yetmedi. Elbette, yerlerde sürünen 3 sayı ve yakın şut yüzdesi de maçın fişini çeken unsurdu. Yine pota altını kapayamayıp o bölgeden 30 sayı yemek de garipti! Teodosic hırs yapıp Raduljica kalıbıyla bizimkileri dövünce yenilgi kaçınılmaz oldu.
Yenilgi bağıra bağıra gelmişti.
40. dakika bittiğinde hem Sırbistan’a yenilmiş hem de hafta başında kazandığımız çok değerli İtalya maçını averaj hesapları nedeniyle kaybetmiştik. Gerçekten yazık... Ve bir not; Türk seyirci uzun bir aradan sonra sadece maç izledi, parkeyle ilgilendi. Ne var ki Sırplar, Yugoslav iç savaşından girdi, savaş suçlusu Mladiç’ten çıktı, salonu nefret söylemleriyle kirletti. Yazık!.. • BERLİN