“Zemin bir hayli kötü, maalesef Türkiye’nin gerçeği bu. Pek de bir şey yapılamıyor açıkçası” diyordu Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Göztepe deplasmanı öncesi. Haklıydı da. Çeltik tarlasını andıran bir sahada oynandı maç. Top normal ivmesinin onda birine ulaşamadı; lütfen zıpladı, çoğu kez de yağmurun oluşturduğu gölcüklere takılıp durdu.
Türk futbolunun marka değerinden söz eden TFF ve Saray destekli Katarlı yayıncı arkadaşlara duyurulur; bu ülkede futbolun marka değeri bizim Seyit Usta’nın 1.5 TL’ye tekabül eden plastik çay markalarıyla bile yarışamaz! Bir üst akıl ya birilerini kandırıyor ya dostlar alışverişte görünsün, futbolla milleti uyutalım hesabı var işin perde arkasında!
Maça dönersek; bu kötü zemine karşın hem Kemal Özdeş’in Göztepe’si hem Terim’in G.Saray’ı yüreklice mücadele etti. Özellikle artık puan kaybına tahammülü olmayan konuk Sarı-Kırmızılı ekip, rakip 18’e kadar kurduğu baskılı oyunun semeresini skor bağlamında “zar zor” aldı. Oysa bu yürekli oyunun karşılığı gol değil, goller olmalıydı. Çünkü ağır zeminde 5-6 net pozisyonları var. Ama Onyekuru da göğüs darbesiyle skoru değiştiren Sinan Gümüş de Feghouli de eksiği hissedilen “9” numara değiller. Camia ise eylemsizliklerine yenilmiş insanların, Godot adındaki ne olduğu bilinmeyen bir kimse veya “şeyi” beklediği gibi forvetlerin gelmesini umuyor!
Acaba Sayın Mustafa Cengiz ve “Transferden Sorumlu Devlet Bakanı” Abdurrahim Albayrak, “Nasılsa Sinan, Minan (Onyekuru) atıyor” diye mi düşünüyorlar, yoksa “Olmadı Fatih Hoca girer golünü yazar” diye mi günü kurtarıyorlar anlamadık, ama artık kurtarılacak gün sayısı 31 Ocak’a kadar sadece 5!

***

Sonuçta G.Saray; Göztepe’nin bir penaltı kaçırdığı, 3-4 net pozisyonunu da zemin veya direkler nedeniyle harcadığı mücadeleden 3 puanı aldıysa bunda “aslan payı” 10 maç sonra kenara dönen Fatih Terim’indir. Uzun zamandır ilk kez böyle agresif oynadılar, gözleri kenardaydı, hata yapmamak için çırpındılar. Demek ki Fatih Hoca’nın gölgesi bile etkili oluyor “forvetsiz” takım üzerinde!
Bir de yeni stoper Marcao’yu unutmamak gerek. Uzun zamandır ilk kez bu kadar hızlı ve kalıplı sol stoper geldi Türkiye’ye; öyle ki yanındaki tank görünümündeki Maicon’u bile diriltti!