Arif Kızılyalın

İyi, Kötü, Çirkin (21.11.2011)

21 Kasım 2011 Pazartesi
\n

Beşiktaş-G.Saray derbisi 0-0 sona erdiğinde aklıma 1970li yıllara damgasını vuran İyi, Kötü, Çirkin filmi geldi. İtalyan yapımcı Sergio Leonenin yönettiği Spaghetti Westernde başına ödül konan Tuca çirkin, keskin nişancı Blondie iyi, Melekgöz Sentenza ise kötü karakteri üstlenmişti. Dün de bu 3 karakterin futbol versiyonları sahne alacaktı İnönü’de!

\n

İyi karakter maçın 65. dakikasında 5 derece soğukta montlarını, kazaklarını çıkarıp Vandaki depremzedelere, Siz üşüyorsanız biz de üşüyoruz... mesajı veren binlerce Beşiktaş taraftarıydı. Belki bugün çoğu gribe yakalanacak ama dün akşam gerçek bir duyarlılık örneği gösterdiler, TV ve radyolar aracılığıyla Vanın sesi oldular. (Niçin 65. dakikada diyenlere ise Vanın plaka numarası açıklamasını yapalım)

\n

Kötü karakter Eboueydi. İyi oynamadı, Arsenaldeki günlerini sağ çizgide arattı. Ama futboluyla değil, provokasyona neden olan kimliğiyle kötü unvanına layık görüldü milyonlarca futbolsever tarafından. İkinci yarıda taç atmaya gitti, yerden sekip beline gelen küçük boy su bardağıyla devrildi, o anda kafasını tutup öldüm-bittim rolünü üstlendi. Leone görse, Lee Van Cleefin rolünü kesin Eboueye verirdi! Ayıp değil mi Eboue kardeş? Bu mudur centilmenlik? Bunun ismi olsa olsa tatlı su kurnazlığıdır.

\n

Ve çirkin!.. Oysa ne güzel methiyeler düzüyorduk İnönü korosuna. Hele maç öncesi eski açıktaki kadınlarımız; kızlarımız, annelerimiz, abla ve kız kardeşlerimiz Siyah-Beyaz sloganlarıyla renk katmaz mı derbiye?.. Ama maçın sonlarında Ebouenin artistik hareketine yenilip İnönüyü kararttılar. Ne istediniz Enginin annesinden? Ne günahı var? Onunla da kalmayıp Meloya, Eboueye, Musleraya, Hasan Şaşa hatta Fatih Terim hocaya bozuk para yağdırdılar; neredeyse topluca sahaya girip Beşiktaşı yakacaklardı. Sizce çirkin karakterini üstlenmedi mi o grup? Elbette tüm taraftarları temsil etmiyordu o fanatikler ama gerçekten derbiye kara leke düşürdüler; büyük olasılıkla da sahalarının kapanmasına neden olacaklar. Maça gelince; açıkcası Muslerayla Beşiktaş forvetleri arasında oynandı uzun süre; bir de direkler vardı. Almeida ve Siamonun vuruşları beyaz çerçeveye çarpacak yine Simao, Almeida, Quaresmanın 5 net pozisyonu da hafta arasında İtalyaya geçit vermeyen Muslerada kalacaktı. Gerçekten Beşiktaş daha ön plandaydı dün. Veli çıkana dek 3lü orta sahayla (Ernst-Aurelio) G.Sarayın 5li göbeğine top göstermediler. Ama bu üretkenlik skora yansımadı. Mustafa Pektemekin Ujfalusiyi bozup Almeidaya verdiği pas ve jeneriklik gol ise hakem tarafından geçersiz sayıldı. Faul müydü; tartışılır ama bir pozisyona takılmamak gerek. G.Saray ise galiba bu sezonun en garip maçını oynadı. Geride kalan 10-11 karşılaşmada rakibe bu kadar pozisyon verdiklerini anımsamıyorum. İlk bölümde tek forvet Elmandere topu bir türlü geçiremediler, ikinci yarıda gerekli (Ayhan-Sabri) ve zorunlu (Sabri-Riera) değişikliğiyle hücum hatlarını güçlendirdiler ama derbi futbolu oynayamadılar. Yine de Veli-Necip değişikliği sonrası genç oyuncunun ani sakatlığıyla oyunu kontrollerine alıp Hakan Balta, Kâzım, Elmander, Selçuk ve Rierayla öne geçme şansı yakaladılar ama onlar da çerçeveyi bulamayacaktı. Daha doğrusu atsalar Beşiktaşın emeğine yazık olurdu. Sonuçta başladığı gibi biten derbinin sevineni yoktu, F.Bahçe dışında.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları