Galatasaray, Fenerbahçe, Ulusal Takım, Manisaspor, Allemania Aachen, İran ve Azerbaycan derken Kasımpaşa ile sahalara döndü Mustafa Denizli; ya da nam-ı diğer Büyük Mustafa.
Peki nasıl Büyük Mustafa oldu Mustafa Denizli, oraya bakalım isterseniz!
Aslında onun ‘Büyüklüğü’ 1970’lerde formasını giydiği Altay’a ikinci bir Mustafa’nın (Turgut) gelişi ile bağlantılı değil. Daha çok duruşuyla ilgili. Oysa, ‘Büyük’ lakabına gelene kadar, onlarca sıfatı hak ediyordu Mustafa Denizli. Mesela oynadığı mevki düşünülürse, “kral” (gol kralı), “sol açık”, saçı başı, ten rengi parametre alınırsa “sarı”, aidiyet konusundaki sadakati hesaba katılırsa “Altaylı Mustafa” denebilirdi pekâlâ.
Ama o ‘Büyük Mustafa’ydı. Kendi tercihi de değildi, camiası layık görmüştü kendisine bu lakabı... Kitap okurdu, insan ilişkileri üst düzeydeydi, genç yaşında kaptanlık bandını takmıştı, takımının gol kralı olan ‘nadir’ futbolcularındandı, bulunduğu mekânın-makamın ağırlığını kaldırırdı, Türkiye’nin hâlâ çare bulamadığı ‘temsiliyet’in dâhisiydi... 1960’lı yıllarda ufacık bir çocukken başlayan Altay macerası, 1983’te sonlanıp Galatasaray’a geldiğinde de sürdü bu duruşu. Oysa onun imza attığı günlerde Galatasaray’da, elinizi sallasanız Mustafa’ya çarpıyordu. “Sarı Mustafa” vardı, (esmer) Büyük Mustafa vardı. Ama formayı giydiği anda “Büyüklük” sıfatı onun üzerinde kaldı. Futbolu bıraktıktan sonra da sürdü bu duruş...
Aradan geçmiş yarım asır ve hâlâ “Büyük” Mustafa diye anılıyor yılların Denizli’si, Kasımpaşa’da da öyle! Merak edenlere anlatalım; mesela, imzayı attığı günden bu yana çıktığı 2 maçta takımının hanesine yazdırdığı 6 puanla bağlantılı bir durum değil Kasımpaşa’daki ‘Büyük’lüğü... Oysa ilk maçında bu haftanın Beşiktaş galibi Göztepe’yi 3-1 yenip ardından da Akhisarspor’u 5-0’lık skorla dağıttıkları için pekâlâ Kasımpaşalı “Büyük Mustafa” denebilir Mustafa Denizli’ye, ama onun, “Niçin Büyük” olduğu son Akhisarspor maçının içinde, belki de çoğumuzun görmediği bir pozisyonda saklı!.. Anımsayalım o anı. Maç, Kasımpaşaspor’un istediği gibi seyrediyordu, Trezeguet, Diagne, Eduok, Sadiku rakibi ablukaya almıştı. Diagne ağları sarstı, pozisyon ofsaytla nizami gol arasında gidip gelirken hakem Suat Arslanboğa, Video Hakem uygulamasına gitti. “Gri” pozisyonu “siyah” olarak yorumladı ve golü vermedi. Kimsenin de önemsediği yoktu, Diagne birkaç dakika sonra başka bir pozisyon daha buldu, golünü attı, sonra hakemin yanına gidip, “VAR” hareketine atıfta bulunarak eliyle kamera çizdi havaya ve güldü. O sırada golü kutlamak için ayağa kalkan Mustafa Hoca’nın kaşları çatılmıştı. Senegalli oyuncuya, “İşine bak” diye bağırıverdi... Diagne de yaptığı yanlışın farkına varmış olsa gerek ki kafasını öne eğdi, sevincini kısa kesti...
İşte bu ayrıntıyı görebilmek ‘Büyüklük’ ister. Ve emin olun orada Mustafa Hoca, Diagne’nin kart görüp görmemesinden ziyade, sahada ter dökenlerin emeğini savunma adına yaptı o uyarıyı. Mesaj herkeseydi. Hakemin itibarını korudu, “haksız” kazanıma karşı olduğunu gösterdi, daha önemlisi, “Benim olduğum yerde Makyavelist davranamazsınız” dedi, mevkidaşlarının aksine!
O yüzden iyi ki varsın be “Büyük Mustafa”...