\n\n\n

Küfür nedeniyle kapanan stat kapılarının kadınlara açıldığı özel günlerden birini yaşadık dün İnönü çayırında. Çoğunluğu Beşiktaşlı, 20 bine yakın hanımefendiyi ağırladı Dolmabahçe’deki tarihi futbol mabedi. Küfür neredeyse unutulmuştu; tek tük sataşmalar dışında. Kavga yoktu, olamazdı da. Devre arasında stadın dışındaki havayı merak ettim; çıktım dolaştım; asık suratlı erkekler ya çekirdek çıtlatıyor ya da sigara tüttürüyorlardı isyankâr ruh haliyle. “Adaletin bu dünya” diyenlerin sayısı az değildi. İşin garibi hatrı sayılır sayıda çevik kuvvet ekibi göze çarpıyordu. Saat kulesinin önünde de 2 tane panzer. Hani şu 1 Mayıs’larda katılımcılara su sıkan büyük boy kamyonlar var ya; onlardan da getirmiş İstanbul Emniyet Müdürlüğü; ne olur ne olmaz, kadınlar birbirine girerse ‘su sıkar’, dağıtırız diye! Garip ülkeyiz. Elin oğlu kızgın taraftarı özel güvenlikle denetliyor, biz tamamı kadın-çocuktan oluşan topluluk için panzer getiriyoruz; biber gazı da sıksaydınız ne olur ne olmaz diye bari!

Maça gelirsek; Beşiktaş Avrupa dışında büyük maçları oynayamıyor, yine oynayamadı. Sahadan puansız ayrılacakları aslında ilk dakikalarda belliydi. Burak Yılmaz’ın yanlış şut ve pas seçimleri olmasa Trabzon daha maçı başlarda koparırdı. Bu bölümde sadece Quaresma, bireysel çabasıyla maçı sürükledi. İkinci yarıda bir iki oyuncu daha Portekizli’ye uyunca Almeida patentli gol geldi. İki stoper Mustafa ile Giray’ın arasından yükselen 1.91’lik Portekizli , ‘nokta’ santrfor özelliğiyle defoları örtüyordu. Ama Almeida’ya destek gelmeyince Trabzon sazı eline aldı. Orta alanı iyi kullandılar, Burak da devre arasında işittiği azardan olsa gerek doğru yerlere gitti, Olcan’ın önderliğinde başlayan atakta Colman’ın asistiyle golünü de attı. 4 stoperli savunma (Toraman, Sidnei, Sivok, Ersan) son bölümlerde Arjantinli’yi pas geçince de Şenol Güneş’in öğrencileri, cezayı en okkalısından kesiyordu 2-1’le... İşte dünün görüntüsü. Kazanan Trabzon, kaybeden Beşiktaş; karışan play-off hesapları...