\n

Bilmem, Fyodor Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” romanını okudu mu, son dönemde Türkiye’de futbolu ve futbolun adalet mekanizmasını yönetenler; daha doğrusu yönettiğini sananlar... Ne diyordu ünlü Rus yazar “Prestupleniye i Nakazaniye” adlı eserinde, “Suç varsa cezası çekilecektir...” Çekilmelidir de.\n

Roma Hukuku’ndan beri de böyle bilinir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde de ceza için “Suç karşılığında uygulanan yaptırım” ifadesi kullanılmıştır. Ne var ki, Türk futbolunda 3 Temmuz tarihinden bu yana, suç ve ceza kavramları birbirine girmiş durumda. İşte, en son somut örneği Tamer Yelkovan’ın 10 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılışı. Kimdir Tamer Yelkovan? Fenerbahçe’nin maaşlı personeli, muhasebe müdürü. Yönetim çift imza ile “para öde” der, o banka havalesi ile ödemeyi yapar, çek tahsil et der, o gider parayı kulüp hesabına geçirir.\n

Ve Tamer Yelkovan, 3 Temmuz sabahı, “sözde” şike çetesinin kasası olmak suçu ile içeri alındı. Ama kimse bilmiyordu, Tamer Yelkovan’ın suçu ne? Ortaya türlü şehir efsanesi atıldı. 50 küsur yaşındaki muhasebe uzmanı neredeyse toplum düşmanı ilan edildi. Ama bir bakıldı ki, Fenerbahçe’nin kasasından makbuzsuz, Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle “tek Allah kuruşu” para çıkmamış, girmemiş. Her şey mali denetim altında, hatta dünyaca ünlü Delloite bile “şike parasının döndüğü” iddia edilen hesaplara “onay” vermiş. Yelkovan bu durumu ancak 10 ayda anlatabildi mahkemeye. Görüldüğü üzere para alışverişi yok, yani kulüp kasasından para çıkmamış şike ve teşvik için. Öyle ise Aziz Yıldırım niye hâlâ tutuklu? Yıldırım “hatır” için mi şike yaptırdı falanca takımlara ya da rakipleri rica ile mi teşvik etti? Sayın mahkeme heyetine büyük üstat Fyodor’un romanını okumasını salık veririm... Elbette Türk futbolundaki suç ve ceza dengesizliği salt şike ve teşvik davasıyla da kısıtlı değil, futbol topunun değdiği her yerde “türlü” adaletsizlik dönüyor.\n

İşte Fatih Terim’e verilen 3 maçlık ceza! Ne dedi o gün Fatih Hoca? “Türk futbolunun anasını ağlattınız.” Direkt küfür yok, hakeme bireysel hakaret yok, sinkaf yok; sisteme eleştiri var; karşılığı 3 maç ceza. Ne garip değil mi? Irkçı söylem ile “Türk futbolunun anasını ağlattınız” ifadesi aynı cezayı alıyor TFF’nin ceza kurulundan. Keza, bazı statlarda sahaya adam girer, seyircisiz oynama cezası gelir, bazı statlarda penaltı noktasına kadar taraftar koşar rapora bile yansımaz TV görüntüleri olduğu halde. Bazı maçlarda, hakem “Ortaya değil, bana etti o lafı” diye rapor tutar, bazı maçlarda ‘halisi-hülasa’ hakemler, müsabaka içinde yüzüne edilen küfre “Yarabbi şükür” der, futbolcu TV karşısına çıkıp durumu kamuoyuna açıklayınca mecburen rapor değiştirir...\n

Gerçekten Türk futbolu ve Türk futbolunun etrafındaki adalet sistemi şu “Suç ve Ceza”nın Rusça orijinalini bulup okusun ya da Fyodor’u mezarından kaldırıp “akıl” danışsın!\n

Yoksa halimiz harap!