Tarih tekerrürden ibaret derler; gerçekten de öyle... Geçen yıl bu zamanlar G.Saray başını almış giderken, yine bir Başakşehir maçında bırakmıştı Fenerbahçe şampiyonluğu.
Bu yıl da aynı yazgıya, aynı statta, aynı rakibe karşı razı oldular. Yine Başakşehir’e puan kaybettiler, yine şampiyonluğa havlu attılar. Tek değişiklik rakibin adıydı; bu kez Beşiktaş’ı zirvede yalnız bırakıyordu Sarı- Lacivertliler.
Anlaşılan o ki, lider Beşiktaş’ın TT Arena’dan çıkarttığı galibiyet F.Bahçe’nin fabrika ayarlarını bozmuş.
Yoksa, ligin boyu bu denli kısalmışken, maça böylesine “vurdumduymaz” başlamazlardı.
Eğer, Volkan Şen, devrenin sonlarında Doka tarafından ceza alanında yere indirilmese - ki penaltıydı - koskoca F.Bahçe, ilk yarıyı pozisyonsuz bitirecekti. Hücum iştahları yoktu, hırs yoktu, istenç hiç yoktu!

Boğmadılar, boğuldular!
Elbet, F.Bahçe’nin bu statik oyununda Pereira’nın tek forvet ısrarı da etkiliydi. Ne var ki, F.Bahçeli futbolcular ister tek forvet, ister çift forvet, ister 4-5- 1, ister 4-4-2 düzeninde sürülsünler sahaya; rakibi boğmalıydılar. Onlar boğulmayı seçip, Başakşehir’in düşürdüğü tempoya razı oldular. İlk yarıdaki bu statik görüntü 2. yarıda da sürüp, Pereira risk almayınca Visca, Alves’in kaptırdığı topu, kaleci Volkan Demirel’in hatasından ağlara bıraktı. 1-0’dan sonra aklı başına gelen Portekizli hoca Fernandao kozunu oynadıysa da, Visca bu kez takım savunmasının hatasından maçın fişini çekti.

Eski kalecisi ‘dur’ dedi
Son bölümdeki çaba, boşa çekilen kürekti. Gerçi, Volkan Babacan, Fernandao’nun girer girmez attığı kafayı çelmese, yine van Persie’nin penaltısını çıkarmasa, 8 net kurtarışa imza atmasa, son 180 dakikanın altından çok su akardı, ama futbol böyle bir oyun. İnanmadığınız anda kaybediyorsunuz! Dünkü sonucun ardından, F.Bahçe’nin zaten eser miktarda gözüken şampiyonluk şansı, mucizelere kaldı.