Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turu öncesi gözler yarış dışı kalan ATA İttifakı’nın adayı Sinan Oğan’da, daha doğrusu 2.8 milyon oydaydı. Suriyeli politikasındaki söylemleriyle Kılıçdaroğlu’na yakın gibi dursa da “görülen lüzum üzerine” Erdoğan’ı destekleyeceğini açıkladı. Galiba bu lüzum Azerbaycan merkezli! ATA İttifakı’nın diğer bileşenleri ise Kılıçdaroğlu ile hareket etme kararı aldı. Önce Adalet Partisi tamam dedi, Zafer Partisi de güçlü bir protokolle Kılıçdaroğlu’nun safına geçti. Liderleri Ümit Özdağ, özellikle kontrolsüz sığınmacıların gönderilmesi konusunda Kılıçdaroğlu ile ortak dil kullanıyor. CHP lideri ise her zamanki gibi sakin. “Uzlaşıcı” kimliğine güveniyor. Daha doğrusu, yerel seçimleri kazandırıp 14 Mayıs seçimlerinde başarılı olan “Kılıçdaroğlu doktrini” ile Millet İttifakı’nı iyice genişletiyor. 6’lı masanın bazı ortakları sıcak bakmasa da Kılıçdaroğlu “kayyum” sözüne takılan Yeşil Sol ile Zafer Partisi’ni aynı çatıda tutup sandık coşkusunu yakalarsa 28 Mayıs sadece Türkiye için değil tüm dünya için siyasi Rönesans’a dönüşür.

İTHAL TÜRKLERİN SEÇİMİ!

CHP’de Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarından Bülent Kuşoğlu bir açıklama yaptı ithal seçmenler üzerine: “İlk defa seçimlerimizde anormal sayıda yabancı kökenli oy kullanılıyor ve ilk defa yabancı ülkelerde bu kadar açık bir şekilde seçimlerimize müdahale var.”

Evet, Kuşoğlu haklı çünkü birileri son 7-8 ayda muhalefeti, “Sadece 242 bin sonradan vatandaş oy kullanacak” diye oyalasa da 14 Mayıs’ta görüldü ki nereden geldiği belli olmayan ithal seçmenlerin sayısı milyonları aşmış. Fransa’dan bir yurttaş aradı: “Fas kökenli, Türk vatandaşı gelip oy attı. Fransızca konuştuk, kelime Türkçe bilmiyor, Türkiye’ye hiç gelmemiş, inşaat firması aracılığıyla pasaport almış.” Bir başka örnek Suudi Arabistan’dan. Türkiye’nin geleceği için evet mührünü Erdoğan’a basan Suudi, tek sözcük Türkçe bilmiyor ama göbek atıyor gizli kayıt videoda. Türkiye’deki Suriye, Afganistan, İran kökenli ithalleri saymıyorum. Ve ne yazık ki Türkiye’nin yazgısını, ülkenin geçmişi ve geleceğiyle bağlantısı olmayan bu milyonlar belirleyecek!

TÜRKİYE BÖYLE SOYULUYOR

Yer İtalya’nın Torino kentindeki Itinerante pazarı. Fiyatlara göz atıyoruz: 1 kilo kıyma 7.9 Avro, 1 kilo iyisinden parmesan peynir 17.9, tazesi 11.9 Avro. Patates, lahana, havuç fiyatları 1 Avro civarı.

Hesapladığınızda kıyma 170 TL, 1 kilo yıllanmış parmesan 379 TL, tazesi 255 TL, günlük sebzelerin kilo fiyatı da 21.5 TL’ye denk geliyor Merkez Bankası döviz kuruna göre.

Eşzamanlı Türkiye’deki fiyatlara bakarsak 1 kilo kıyma 400 TL, fabrikasyon (yarısı nişasta) kaşar peynir 200 TL, patates, lahana vb. ürünler de 20-25 TL bandında.

İtalya’daki asgari yaşam ücreti 1300-1500 Avro (26-36 bin TL), Türkiye’de asgari yaşam ücreti 7.500-8.500 TL. 

Demek ki bizde birileri, yurttaşı soyuyor. Daha vahimi birileri de soygunculardan hesap sormuyor, örneğin tarım ve ticaret bakanlıkları hatta Cumhurbaşkanlığı makamları gibi!

SEÇİMDEN DEKAN KAÇIRMA!

“Cumhurbaşkanının akademisyeni” olarak bilinen İTÜ Rektörü Prof.Dr. İsmail Koyuncu göreve geldiği günden bu yana dışarıdan getirdiği akademisyenleri kritik noktalara atayıp liyakat değil biat kadrosu oluşturmakla eleştiriliyordu. Koyuncu yine aynı yöntemi uyguladı ve inşaat fakültesinin başına, 2 yıl önce Pamukkale Üniversitesi’nden getirdiği İTÜ kökenli olmayan Çevre Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof.Dr. Vedat Uyak’ı atadı. Bu dekan ataması öğretim üyelerini ayağa kaldırdı: “Yangından mal kaçırır gibi seçimden dekan kaçırdı İsmail Bey” dediler. Bilindiği üzere üniversite rektörlerinin görev süresi aslında 14 Mayıs’ta Erdoğan’ın görev süresi ile bitmişti.