İşin aslına bakarsanız elinizde bir yasa var sporda şiddet ve huzursuzluğu önleme adına. Eksik de olsa, kimi zaman yetersiz de kalsa, istenirse spor dünyasını hakkaniyetle yönetir, güven ortamını sağlar, hasret kalınan adalet mekanizmasını işletirsiniz. Ama isterseniz. İstemezseniz, ortalık yangın yerine döner; dönüyor da zaten. Önceki haftanın konusu, G.Antep FK'nin teknik direktörü Sumudica'nın rüşvet açıklamasaydı. Ünlü bir menajerin kendisine, 2 futbolcu önerdiğini, bu isimlere onay verirse, zarf içinde kendisine 50 bin dolar ödeneceğini iddia etti. Konu geniş yankı buldu. Önce sessiz kalan TFF, muhtemelen de Ankara’dan gelen uyarılarla konunun üzerine gidilmesini kararlaştırdı, Etik Kurul devreye girdi.

Geçen hafta daha vahim bir olaya tanıklık ettik. Süper Lig'in tek kadın kulüp başkanı Berna Gözbaşı, kendi evinde, üstelik locasında güya kızgın bir taraftarın saldırısına uğradı. İddialara göre beli silahlı kişiler de vardı ortamda ve konu bir gözdağıydı! Berna Başkan’ın ablasını korumak isteyen kardeşi onca güvenlik görevlisinin arasında dövüldü, burnu kırıldı, arada kalan küçük kızı baygınlık geçirdi. Neden sonra polis olaya müdahil oldu, güya maçın seyrine sinirlenip başkanın locasına saldıran vahşi, gözaltına alındı, 3-5 saat içinde de serbest bırakıldı. Ne acı değil mi, artık Türk kadını, güya yasa ile koruma altına alınan statlarda maç bile izleyemez hale gelmiş! İşin başka vahim noktası da Türk basınının kadın başkana yapılan saldırıyı, kibrit kutusu kadar görmüş olmasıydı!

Türk futbolunda bir başka etik sıkıntı da Süper Lig'in marka takımlarından birinin yedek kulübesinde "bahis şikesi"nden ceza alan bir ismin oturtulması. Siz, mesleğine ihanet eden bir ismi o kulübeye nasıl oturtursunuz? Ya da TFF'den şike cezası alan menajerlerin oyuncularını nasıl kulübünüze transfer edersiniz? Ülkede yasa var, ama işleten yok, TFF var ama yönetmeliği uygulatan yok. Galiba, Fatih Altaylı'nın dediği gibi, "Huzur hakkı alınan bir arpalık" olmuş koskoca TFF Etik Kurulu. Spor Savcılığı makamı içinse yorum yapmayayım, ülkede adalet dağıttığını savunan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, kararını versin; böyle bir makama ihtiyaç var mı diye!

Geçen gün, TFF 3. Lig takımı Ağrı-spor, isyan bayrağını açtı; koronavirüs testlerini yaptıramıyorum, masraf kulüp gelirlerinin çok üzerinde diye. Oysa TFF karar almıştı, Sayın Cumhurbaşkanı ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu'nun direktifi ile, "Maç öncesi koronavirüs testleri Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz yapılacak" diye. Ülkede ya kimsenin birbirinden haberi yok ya da sürü bağışıklığına alelacele geçiş yapılması için örtülü bir operasyon var! Her iki durumda da vaziyet vahim! Elbette burada TFF'nin unutmaması gereken konu, sadece 21 takımın değil, 140 küsuru profesyonel ve binlerce amatör takımın federasyonu olduğu!

Ve son söz Galatasaray yönetimine; yapamadığınız transferin faturasını teknik direktör Fatih Terim’e kesmek istiyorsunuz, ne var ki, Terim o kulübün Divan Kurulu üyesidir, yani, çoğunuzun sadece yönetim kurulu üyeliği süresince katılabildiği üst kurulun parçasıdır, eğer Fatih Hoca’ya mesaj vermek istiyorsanız, yüz yüze konuşursunuz, medyadaki duyumcularla değil!