Maçın ismi Süper Kupa...
Lig şampiyonuyla kupa galibini karşı karşıya getiriyor.
Yılın en prestijli finali belki de... Gel gör ki TFF, kendi organizasyonuna saygı duymamış. Biraz önemsese, tarlayı andıran zemine günümüz teknolojisinde bir çare bulur, maç bozuk zeminde oynamazdı.
Dolmayan tribünler ise işin cabası. Üstelik yeni Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun da ilk maçıydı.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in yerinde olsam, yüzüne bakamazdım yeni bakanın... Sayın Kasapoğlu acaba, “Yıldırım bey, Spor Toto’nun başındayken tonla para aktardım futbola... Bu statların hali ne? Biz bu zeminlerle mi EURO 2024’e aday olacağız?” dedi mi demedi mi bilinmez ama normal ülkelerde dünkü finalin zeminini onaylayan kurumun istifası istenir; elbette normal ülkelerde..
Maça gelince; VAR, nam-ı diğer Video Yardımcı Hakem uygulaması ilk kez ciddi ciddi denendi. Orta hakem Cüneyt Çakır’dı. TFF’nin Riva tesislerindeki stüdyoda deneyimli isimler Bülent Yıldırım’la Barış Şimşek vardı. 2-3 kez ihtiyaç duyuldu: “Oynat bakalım Rivacığım...” Biri maçın gidişatını etkiledi.
40’lı dakikalardı; ‘speedy’ Rodrigues, kurtardığı topla Akhisar kalesine yaklaşırken Dany çekti. Normalde hareket kırmızı. Çünkü gerisinde (1-2 metre de olsa) koşan Vrsajevic’in fizik kurallarına göre G. Saray’ın kenar adamına yetişme şansı yok. Ama ne hikmeti hüda ise Riva ‘sarı’ deyince maç 11-11 dengede kaldı.
Kimse VAR sistemi geldi diye geçen yılkinden farklı yönetimler beklemesin. Anlaşılan o ki rüzgâr nereden eserse oraya doğru düdük çalacak bu hakemler.
Gelelim finale; madalyonun iki ayrı yüzü gibiydi. Önce Akhisar sahne aldı. Ağır G. Saray savunmasının üstüne üstüne gittiler, Linnes-Nagatomo ortak yapımı bir hata golüyle öne geçtiler. Ne gariptir topu getiren Manu, geçen yıl G. Birliği formasıyla G. Saray’ı dağıtmıştı. Golü atan Seleznyov’un da her G.Saray maçında golü var. Burada iki stoper Serdar’la Maicon’un arasındaki mesafe sorunu, ön liberoda Donk’un yalnız kalışı, Fernando’nun geçen yılın çok gerilerinde olması da önemli parametreler...
Keza zam söylentileriyle morali bozulan Gomis uyumsuzlardan; kaçırdığı penaltı da kupaya mal oldu...
Bu handikaplara karşın geçen yılın baskılı oyunu, maçın 2. bölümünde anımsanınca maç penaltıya kadar gitti. Galiba Fatih Hoca devre arasında ‘ayar’ vermiş takıma Özellikle Eren’in oyuna girişi maçı hareketlendirdi ve yedekten gelen golcü, mücadeleyi uzatmaya taşıdı. Kulübeden gelen Yunus, biraz şanslı olsa maçın kahramanı olurdu, keza Rodrigues de öyle. Ama bu baskı ancak 1-1’i getirdi.
Penaltılarda ise gülen taraf şampiyon değil kupa galibiydi. Son penaltıyı Gomis mi kaçırdı, Fatih mi kurtardı bilemeyiz ama Akhisar bir sezondaki 2. kupasını kazanmış oldu.