Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu vardı dün Ankara’da.

‘Sonucu belli’ tek adaylı bir seçim olmasına karşın gergin bir gün yaşadık.

Önce Trabzonspor’un, yönetimde ve icra kurullarında ‘doğru dürüst’ temsil edilmeye yönelik eleştirileri gündeme damgasını vurdu. Açılış öncesi Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’in ‘muhalif’ duruşu, M.Ali Aydınlar ve ekibi için ilk ‘uyarı’ anlamından öte şeyler ifade etti. Şener ve ekibi, aba altından sopa gösterip, “3 büyüklere endeksli bir yönetim istemiyoruz” sinyalini verdi.

Ve bu mesaj yerine gitmiş olmalı ki Aydınlar’ın seçtiği Trabzon kongre üyesi Önder Karaduman yerini, Trabzonlu usta bir doktor Erdal Atalay’a bıraktı.

Tam hava yumuşuyor denirken bu kez Ankaraspor olayı genel kurulun tansiyonuna tavan yaptırdı.2 yıldır Türk futbolunun kanayan yarası olarak mahkemelere taşınan Ankaraspor’un futbol organizasyonundan atılma girişimi, Aydınlar’ın kalesindeki ilk gol gibiydi. Melih Gökçek ve ekibinin Divan Başkanı hukukçu Dr. Levent Bıçakçı ile yaşadığı tartışmayı üzülerek izledi.

Tam bu noktada konuya müdahil olan TFF’nin hukukçu yöneticisi Yunus Egemenoğlu da sert üslubu ile ateşe benzini bocaladı.

Ankaraspor’un TFF organizasyonundan atılma, yani bir anlamda ‘kapatılma’sı gündeme gelmişti.

Sert konuşmalar, ‘yaparsın, yapamazsın’ derken ibra konusundaki ‘ret’ oyları genel kurulu kitleyecek hale gelmişti ki Aziz Yıldırım devreye girdi. Fenerbahçe Kulübü ile Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı’nı aynı koltukta idare eden Yıldırım, Melih Gökçek, Ahmet Gökçek ve M.Ali Aydınlar ile 10 dakikalık ‘kapalı devre’ bir görüşme yaptı.

Ne konuşuldu, hangi sözler, hangi taahhütler verildi bilemiyoruz ama sorun çözülüverdi. Gökçek yumuşamış, Ankaraspor, genel kurul üyelerinin oyları ile ligde kalmış (Bankasya 1. Lig), Aydınlar da derin bir nefes almıştı.

Gerçi, ‘kurnaz’ politikacılığını tartışmayacağım Melih Gökçek’in, “Ben sözümü tutuyorum, siz de sözünüzü tutup Yunus Egemenoğlu’nu istifa ettirin” sözü, bazı çevrelerce ‘taviz’, bazı çevrelerce ‘bağıranın prim yapması’ olarak algılandı ama Türk futbol dünyası da, ‘Egemen güç’ün kim olduğunu bu sayede anladı.

Evet, dünün kazananı her ne kadar Türk futbolunun 39. başkanı Mehmet Ali Aydınlar gibi gözükse de asıl galip Aziz Yıldırım’dır, çünkü dediğini yaptırmıştır ve kimse darılıp gücenmesin Türkiye ‘güce tapanlar’ ülkesidir. Siyasette de sosyal yaşamda da, futbolda da böyle...

Dünün kaybedeni ise Yunus Egemenoğlu. Bilip bilmeden Türk futbolunun başına ‘şiddet yasasındaki tuzak maddeleri’ saran, Ankaraspor olayında ‘bilirkişi’ rolüne soyunup Mahmut Özgener yönetimini kafa üstü piste çakan, sonra da hiçbir şey olmamış gibi M.Ali Aydınlar’ın listesine giren Yunus Egemenoğlu anlaşılan o ki yeni dönemde fazla göz önünde olmayacak; olmamalı da zaten!

Yeri gelmişken, M.Ali Aydınlar’ın teşekkür konuşmasında sarf ettiği bir söz var; kuvvetle muhtemel gözden kaçtı. “Artık” dedi, M.Ali Başkan, “Artık Türk futbolunda eşitlik olacak, adalet olacak. Çifte standarda yer yok, hatamız olursa da insani hatadır bunlar, ama yanlış yapanlar için de gereği yapılır...”

Acaba Özgener ‘bırakıyorum’ dediğinde göz yaşlarını tutamayıp, “Ahh, vahh, Türk futbolunun en başarılı başkanı gitti” diyenler, şimdi yeni başkanın bu demecini nasıl yorumlayacaklar merak ediyorum!