Arif Kızılyalın

This is Türkiye!

27 Mart 2015 Cuma

Yıllarca önceydi, güney sahilindeki lüks otellerin birinde yabancı gruplarla plaj voleybolu oynuyorduk.
Rus konuk, fileye temas edince gençlerden biri uyardı, ardından hafif de alkollü olan Dimitri, “F.. off” türü bir laf etti, ortalık birbirine girdi.
This is Türkiye ulan” diyordu karayağız delikanlı: “Bu laf için biz adam öldürürüz” diye kükreyerek...
Yıllar sonra bu sözün bir benzerini Emre Belözoğlu, annesine Sırpça küfür ettiğini var saydığı Bilic için kullandı.
Eğri oturalım doğru konuşalım, Atatürk her ne kadar eskiye dair izleri silip, Batılı medeniyeti getirmek istediyse de, Türkiye ne yazık ki Avrupa’nın 30-40, Amerika’nın da 50 yıl gerisinde. En kötüsü şark ile garbın, doğu ile batının ortasında kalmış, bölünmüş bir toplumuz, bizi bozan da nerede duracağımızı bilememek...

***

İsterseniz örnekleyelim şu, “Burası Türkiye” sözünü.
Anımsıyorsunuzdur, son milli maçı ailesine küfür edildiği için yarıda bırakıp giden kaleci Volkan’ın el ül üstünde tutulurken, benzeri bir davranışı yineleyen Emenike’nin asılmak istenmesini.
Ya da şampiyonluğa oynayan takımlardan G.Saray’ın, geçen hafta 2. yarıya 11 dakika geç çıkıp tüm yayın kuşağını alt üst ettiğini, hatta aynı ekibin bu yıl oynadığı Şampiyonlar Ligi maçlarında benzer bir ihlali 30 saniye süreyle bile yapamadığını...
Keza Bilic’in Sırpça ağır küfürler ettiği bilindiği halde, “Vaay f... off dedi” diye Emre’nin üzerine gidip, deformasyona uğramış cep telefonu görüntüleriyle gündem yaratan Beşiktaş’ı da konuşmaya gerek yok.
TFF’nin, iktidarın ‘emaneti’ Servet Yardımcı’yı UEFA yönetimine yerleştirme sevdasıyla, Türkiye’nin Avrupa’daki temsiline nasıl balta vurduğunu ise ne siz sorun ne ben anlatayım. Terim’le, Denizli’yle, Hakan Şükür veya Oğuz Çetin’le UEFA yönetimine girmek varken, siyasete şirin görünme sevdasına kaybedilen cepheyi dillendirmeyelim!

Kızlar kayboldu
Asıl, “Burası Türkiye” dedirten skandallar ise futbol dışı branşlarda.

Örneğin voleybol. Hatırlayın Kadın Voleybol Milli Takımı’nı ve onun antrenörü Brezilyalı Motta’yı. Resmen çağ atlatmıştık. Alt kategorilerde Avrupa ve dünya şampiyonu olduk, Filenin Sultanları Avrupa 3.’lüğü kazandı, olimpiyat vizesi aldı, Grand Prix’de kürsüye çıktı.
Elbette hiçbir başarı cezasız kalmayacaktı, Federasyon Başkanı Karabıyık koltuğundan olunca yeni başkan Mutlugil, “Motta gitsin” dedi ve G.Saray’ın hocası İtalyan Barbolini ile anlaşıldı. Hem de 20 bin Avro fazlasına. Sonuç, rezalet! Her kategoride sıfır çektik. Paramızla rezil olduk.

Bakan eşine özel havuz!
Spor Bakanlığı’ndaki skandalları ise okuyorsunuz, en son bakan eşinin devlet tesisinde VIP olarak yüzme dersi aldığını yazdık.
Özel tahsisli havuz işi buzdağının görünen yüzü. Türkiye’nin şu an devlet kullanımındaki tesislerinin büyük çoğunluğu, iktidar partisinin hatırlı ‘ağabey’, ‘abla’ ve ‘küçük hanımefendilerini’ ağırlamakla meşgul. Nasılsa sporcu yetişmiyor, hiç olmazsa Bakan Beyi, Beyefendiyi kızdırmayalım zihniyeti hakim.
Evet, Emre “This is İstanbul” demiş çok mu sizce? Ben ondan bir adım daha öteye gidiyor ve “This is Türkiye” diyorum.
Elbette, bu denli kavgacı bir karakterin milli takımımızın kaptanlığını yapması, gelecek nesillere neredeyse örnek isim gösterilmesi de “Törkiş” bir durum, buna da dikkat çekmekte fayda var! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları