Macar dilinde ‘Türk döven’ anlamına geliyor Török Verö. Budapeşte kapılarına dayanan Osmanlı Ordusu’nu, Macar topraklarından, Edirne’ye eli boş gönderen Haçlı Komutan Hunyadı Janos’a verilen Lakap.

Anlatılanlara göre, Macar Komutan Hunyadı Janos, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bir savunma savaşı verir ve mevsim şartlarından dolayı kuşatmayı kaldıran Osmanlı geri çekilir. Haçlılar ise bunu büyük bir zafer olarak kabul eder, hatta Papa, o günden itibaren tüm ülkede saat 12.00’de çanların bu zaferin anısına çalmasını emreder. İşte Osmanlı’nın Avrupa’ya girişini 50-60 sene geciktiren bu savunma zaferinden sonra o çanlar günümüzde de hala biz Türkler için çalar.

Dün gece de yine bizim için çaldı Budapeşte’de çanlar.

Brezilya 2014 düşünün bittiğini ilan ediyordu bu ‘gong’. Resmen dayak yedik Ferenc Puskas Stadı’nda. Artık hepsi birer Török Verö’ydü Macar futbolcuların.

Çünkü bizden çok istediler kazanmayı.

Şimdi kimse çıkıp “Ulusal takımda 5 eksik vardı” demesin. Macarlar da 2-3 ‘as’tan yoksun çıkıyorlardı sahaya. Üstelik Türk kadrosunun ‘mali’ ederi, Macarlardan birkaç misli fazlasıydı ama futbolumuz resmen iflas etti, onların hırsı karşısında.

Nasıl bir 11’imiz vardı baktınız mı?

Galiba 6-7 tane Avrupa alt yapısından gelen ‘çocuk’ oynuyordu sahada Ay - Yıldızlı forma ile! Deneyimleri sıfıra yakın çocuklar! Kusura bakmayın da daha dünkü Tunaylar’la, Sercanlar’la, Ömerler’le, Mehmetler’le Brezilya’ya gitmeye kalkarsanız, Budapeşte havalanında çıkış kapısını bulamazsın Abdullah Hocam!

Bulamadık da.

Bir de Aydın Yılmaz girmez mi oyuna?

Galatasaray’ın 18’inde olmayan bu oyuncunun sahaya kurtarıcı olarak sürülmesi Abdullah Avcı’nın kendi kurşunu ile avlandığı andı. Kusura bakma Abdullah Hocam, burası ortama 38 seyirciye oynayan İstanbul Büyükşehir Belediyespor değil.

75 milyonun izlediği, yorum yaptığı Türk Ulusal takımı. Hatta Haluk Ulusoy döneminde dünya, Hasan Doğan döneminde Avrupa üçüncülüğü var Şenol Hocalar’la, Mustafa ve Fatih Hocalar’la!

Hoca gibi hocalarla desek daha doğru!

O yüzden, sen en iyisi, 17 yaş altı takımından öğrencin olan Aydın’ı, sadece İstanbul Büyükşehir’de antrenörlük deneyimi olan Haluk Güngör’ü, Almanya kökenli yardımcın Tayfun Korkut’u ve dünyanın en ‘sessiz’ ismi Okan Buruk’u da al ve git!

Gitmezsen, seni oraya getiren irade zaten görevden almak zorundadır çünkü burası kimsenin babasının çiftliği değildir!

\n\n