Arzu Süzmen

Küçük Siyah Elbise Olmak

08 Nisan 2015 Çarşamba

“Her kadının dolabında bir küçük siyah elbise olmalı” diyor bilenler. “En zor anların kurtarıcısı, gardırobunuzda yer alan siyah bir elbisedir” de diyorlar. Gel gör ki siyah küçük elbiseye soran yok; ‘kurtarıcı olarak görülmek sana ne hissettiriyor?’

 

Kolay değildir küçük siyah elbise olmak

Küçük siyah elbise olmak, kolay olmasa gerek. Herkes için, her daim ‘orada’ olmak. İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta. Neşede ve yasta. Duruma göre deri, duruma göre dantel, mini ya da seksi. Oysa belki de o siyah küçük elbisenin insanlar için her an hazır ve nazır olmak gibi bir derdi yoktur. Belki de günü kurtaracak elbise olarak konumlandırılmaktan, dolaptaki diğer parlak renkli elbiselerin arasında ayrık otu olarak görülmekten yorulmuştur. Bilemeyiz, çünkü küçük siyah elbiseye hiç sormadık.

Coco Chanel, ‘şehrazat elbise kolaydır, zor olan küçük siyah elbiseyi tasarlamaktır’ sözüyle, bence küçük siyah elbiseyi yas giysisi olmaktan çıkardığı için pişmanlığını yansıtmaktadır. Belki de siyah elbise, eskiden olduğu gibi sadece yas rengi olarak kullanılmalıdır. Arafta kalmak hoşuna gitmiyor olabilir. Bilemeyiz, çünkü küçük siyah elbiseyle ilgili hep kafamıza eseni yaptık.

 

Elbiseler, klişeler ve bozulan dengeler

Hubert de Givenchy 1961 yılında Tiffany’de Kahvaltı filminde giymesi için Audrey Hepburn’e siyah elbiseyi tasarlarken asil değil, asi bir görüntü yaratmayı düşlemiş; Marilyn Monroe Uygunsuzlar filminin kulisinde kameraya bakarken siyah elbisesinin yüzüne seksapel değil masumiyet katmasını ummuş olabilir. Andy Warhol’un esin perisi Edie Sedgwick, kadehini üzerindeki ikonik siyah giysisi eşliğinde neşeye değil, hüzne kaldırmış olmasın? Bilemeyiz, çünkü küçük siyah elbiseyi kafamızda hep bize öğretilen klişelere sığdırdık.

Siyah renk için kötülüğün rengi de diyorlar. Gencecik bir matematik öğretmeni olan Halil Serkan Öz’ün kalbinin, Yalova Valisi Selim Cebiroğlu tarafından giysilerine bakılarak, öğrencilerinin önünde ‘dilenci’ ve ‘anarşist’ olarak nitelendirilildiği için kırılıp, durduğu bu ülkede siyahın ya da giysilerin bir anlamı kalmış mıdır sahiden? Bilemeyiz, çünkü kötülüğün kol gezdiği bu dönemin vicdan ve aklı zorlayan koşullarında sıkışıp kaldık.

Siyah küçük elbise belli ki artık çok yorgundur ve kendini Turgut Uyar’ın dizelerinde buluyordur, ruhunun bir yerlerinde gizlenen isyan damarının varlığını ve yazın yaklaştığını anımsayana dek…

Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Ben tam kendime göre Ben tam dünyaya göre Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları