Moda, yaşadığımız hayatın podyuma yansıması; gizemli olan, bilinmeyen, keşfedilmeyi bekleyen her şey merak uyandırıyor. Keşfedilen bölgelerden çekilmek ne kadar kolaysa, ulaşana dek o kadar ilgi çekici. Tıpkı Alanis Morissette'nin uninvited şarkısında söylediği gibi, "henüz bilinmeyen bölgeler, müthiş merak uyandırıcı olmalı..."

Moda tasarımcıları için uzay müthiş merak uyandırıcı bir alan. Geçmiş dönemlerden esinlendikleri kadar, geleceğin giysilerini düşlemeyi kışkırtıcı buluyorlar. Yıldızlar, gezegenler, uzay yolculuğu 1950’lerden beri moda tasarımcılarına ilham veriyor. 

Modanın uzay çağına girmesinden, biraz da dönemin SSCB'si ve ABD arasındaki soğuk savaş sorumlu. Soğuk savaş döneminde kültürel ve teknolojik rekabetin önemli bir parçası olan Uzay Yarışı, SSCB’nin 1957'de ilk yapay uydu Sputnik 1’i uzaya göndermesiyle başladı ve moda tasarımcılarına fütüristik tasarımlar için ilham kaynağı oldu. 

Paco Rabanne, Pierre Cardin ve "uzay çağı modasının babası" olarak bilinen Fransız tasarımcı André Courrèges,1960'lı yıllarda oluşmaya başlayan diğer akımların yanı sıra bu sarsıcı stille moda dünyasında yeni bir çığır açtılar. Courrèges, 1964 ilkbaharında sunduğu koleksiyonda A kesim elbiseler, miniler, dar pantolonlarla dönemin modasını yeniden şekillendirdi. Beyaz, metalik ve floresan renkler, geometrik desenler, plastik botlar, vinil ve PVC kumaşlarla modada uzay çağı başladı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1965 Nisan ayında Harper's Bazaar Dergisi'nde ünlü fotoğrafçı Richard Avedon'un İngiliz model Jean Shrimpton’u astronot başlığına benzer bir şapkayla fotoğraflaması ve dönemin en popüler stil ikonu Audrey Hepburn'ün How To Steal a Million filminde giydiği Courrèges tasarımı beyaz şapka, gözlük ve eldivenler sayesinde akım geniş topluluklar tarafından takibe alındı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2016 İlkbahar sezonunda da belli ki moda tasarımcıları bol bol "göğe bakmış". Christopher Kane, Louis Vuitton'un Kreatif Direktörü Nicolas Ghesquière, J.W Anderson metalik kumaşlar, fütüristik formda giysilerle retro stilleri modernize ederek yeni bir uzay çağı modası sunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Podyumda yalnız gezen yıldızlar

2016 İlkbahar koleksiyonlarında yıldız deseni de gökyüzünden podyumlara düşmüş, nerede olduğunu anlamaya çalışır gibi... Lacoste, Marc Jacobs, Max Mara, Karen Walker, yıldız desenini pantolonlardan trikolara, elbiselerden aksesuarlara kadar farklı formlarda kullandı. Garet Pugh ise kırmızı lateks taytların fütüristik görünümüne uyum sağlaması için gözlerde kullandığı yıldızlarla marjinal bir makyaj uygulamasına imza attı.

Bize gelecek olursak, uzay çağına hayli uzak gibiyiz. Biz en iyisi gel, Turgut Uyar’ı anarak, göğe bakalım. Belki de görmek istediğimiz ne varsa, oradadır...

"Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat

Durma kendini hatırlat

Durma göğe bakalım"