Arzu Süzmen

Şenliğimiz Dağıldı Dostlar

13 Ekim 2015 Salı

 

 Herkesin çığlık atma şekli başka. Güvercinler ağlar örneğin, martıların tiz bir haykırış sesleri vardır. Öfkeden, acıdan, çaresizlikten ne yapacağını bilemediği vakit, insanın boğazını bir ses deler. Sen haykırdığını düşünürsün, oysaki sesin duyulmaz.

O boğaz delen sesi yaşıyoruz cumartesi gününden beri. Hainler, barışa bomba attığından beri. Memleketin dört bir yanından otobüslerle Ankara’ya barış için haykırmaya gelen sevdiklerimizle vedalaşmak zorunda kaldığımızdan beri.

Herkesin çığlık atma şekli başkadır... Evlatlarını toprağa veren analar öyle bir sıkar ki, yumruk olur çığlık.

Saldırıda hayatını kaybeden Ali Kitapçı’nın eşinin gözlerinde sessizlik, babasıyla el ele geldiği mitingde yaşamını yitiren dokuz yaşındaki Muhammed Veysel Atılgan’ın öğretmeni Sabahat Yıldırım’ın mektubu olur çığlık.

Cenazelerinin başında kendilerine uzatılan mikrofonlara "barış, barış, barış!" diyerek atar kimi vatandaş çığlığını.

Ana babasız büyümüş, Halkevleri üyesi Berna Koç’un cenazesini İzmirliler, çevik kuvvet ve TOMA’lardan ellerini birbirine kenetleyerek korur, birlik olur çığlık.

Hayatı durdurur insanların çığlıkları. “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. Katillerden hesabı emekçiler soracak” sloganları olup dökülür ağızlardan.

Rıhtımda mum olur, İstiklal Caddesi’nde kurdele olur, bir emekçinin boykotu olur, sessiz anma olur, tencere tava sesleri olur, dayanışma olur.

O arada Suruç ve Diyarbakır’daki bombalı saldırılardan sonra olduğu gibi, Ankara’daki barış mitingine yapılan bombalı saldırı ile ilgili soruşturmada gizlilik kararı alındığı haberi gelir. Tekrarlanır acılar; müzik olmaz ama, mısra olur. Attilâ İlhan’ın, Denizlerin idamının ardından Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için bindiği vapurda yazmaya başladığı "Mahur Beste"nin mısraları olur:

 

"Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız

O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız

Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız

O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

 

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı

Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı

Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı

Gittiler akşam olmadan ortalık karardı..."

Şenliğimiz dağıldı dostlar, çığlığımızı içimizde tutmayalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları