Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Alçaklığın Dereceleri
Alçaklığın dereceleri var mıdır?\n
\nAlçaklık alçaklıktır deyip geçebiliriz ama, yine de dereceleri olsa gerek.\n
\nHepimiz yaşamlarımız boyunca alçakça davranışlarla karşılaşmış olabiliriz.\n
\nBunlardan kimileri iz bırakmayacak ufak tefek alçaklıklar, kimileri tiksinti veren, öfkelendiren, fazlasıyla can sıkabilecek daha büyük alçaklıklardır.\n
\nŞu ara, beklenmedik bir anda, bu ikincilerden biriyle karşı karşıyayım.\n
\nBirkaç gün önce katılmak şanssızlığına uğradığım bir TV programı sonrasında bu ikinci türden bir alçaklık saldırısıyla karşılaştım.\n
\nCiddiye alıp almamak konusunda tam karar verememiş olmakla birlikte, bu konuda bir şeyler yazmak isteğime de engel olamadım.\n
\n***\n
\nTwitter dedikleri internet bağlantısıyla bir ilişkim yok.\n
\nFakat ister istemez olmak zorunda.\n
\nSiz böyle bir “hesap” açmasanız da birileri sizin adınızı kullanarak bunu yapabiliyor.\n
\nBenim için yapılmış olduğu gibi.\n
\nFakat alçaklık dediğim bu değil, buna olsa olsa densizlik denir, ayıp denir.\n
\nYine de bu hesabın kapatılması için herhalde “gerçek ben” olarak bir Twitter hesabı açmam gerekecek.\n
\nÇünkü sözünü ettiğim TV programından sonra özellikle Twitter yoluyla ağır hakaretlere uğradım.\n
\nHukuk internete işler mi bilmiyorum, yine de deneyeceğim.\n
\n***\n
\nSözünü ettiğim TV programında 28 Şubat konusunu akademisyen kimlikli bir başka konuşmacıyla tartışmaya hazırlanmıştım.\n
\nDemokrasinin ne olup ne olmadığı konusunda kuramsal bir tartışma yapabileceğimizi düşünüyordum.\n
\nBu kişi programa katılamadığı için programcı genç arkadaşla baş başa kaldım.\n
\nBöylece bir “gazeteci”nin oldukça yüzeysel sorularını yanıtlamak zorunda bırakılmış oldum.\n
\n“28 Şubat’a karşı mısınız, değil misiniz”, “pişman mısınız” vb. türünden sorular.\n
\nBir zamanlar solcular TV’lere çıkınca “komünist misin, değil misin” sorusunu yanıtlamaya zorlanırlardı. Onun gibi bir şey... \n
\nBöylece, kuramsal bir açılım olamaksızın konuşma tatsızca sürdü ve öylece de sona erdi…\n
\n***\n
\nGelelim sonrasında internet sitelerindeki hakaretlere:\n
\nDarbe savuncusuymuşum.\n
\nDönemin başbakanı Erbakan’ın, ilk basın toplantısında gazetecileri “esselamınaleyküm” diye selamlamasını eleştirdiğim için, “Allahın selamı”na hakaret ediyor muşum.\n
\nMeğer ben zaten Türk değilmişim, vb. (Bu konuda bilgisi olanlar varsa açıklasınlar da ne olup ne olmadığımı ben de öğrenmiş olayım.)\n
\nEvet alçaklıklarla karşılaştığım oldu, fakat bu kadar ahlaksızca, düşmanca ve aptalcalarıyla karşılaşmamıştım.\n
\n*** \n
\nGelelim, TV programında, bir ucundan da olsa açmaya çalıştığım kuramsal sorunsala.\n
\nDemokrasi ve darbe soyut kavramlar değil, var oldukları ortama göre değerlendirilmeleri gereken somut olgulardır.\n
\nDemokrasi toplumun tepeden tırnağa örgütlü olması demektir.\n
\nYa da zaten öyle toplumlarda söz konusu olabilir.\n
\nÖyle toplumlarda askeri ya da sivil darbe olasılığı yoktur ya da çok zayıftır.\n
\nBizimki gibi toplumsal örgütlenmenin çok zayıf olduğu, var olanlarının da günümüz siyasal iktidarınca yok edilmeye çalışıldığı bir ülkede, asıl günümüzdeki sivil darbe iktidarına karşı çıkmak varken on beş yıl, otuz yıl, elli yıl önceki askeri darbeler ya da müdahalelerle hesaplaşıyor görünmek, gündem saptırmacılık, yapay gündem yaratmak ve ucuz kahramanlıktır. \n
\nDemokrasinin olmadığı bir toplumda şu ya da bu türden darbelerin yolu açık demektir.\n
\nBugün yaşanmakta olan sivil darbe için olduğu gibi…\n
\n*** \n
\nBu anlamda kuramsal irdelemeler yapmayı denediğim için, aslında değer verdiğim biri olan TV sunucusunun yüzeysel ve provokatif sorularının da katkılarıyla, düşünme yeteneğini yitirmiş ya da sadece ahlaksız kimselerin akıl dışı saldırılarına uğradım.\n
\nBunu bana arkadaşlarım, eş dost haber vermemiş olsa, farkında bile olmayacaktım.\n
\nÇirkefin ister istemez tanığı ve muhatabı oldum.\n
\nAvukat arkadaşlarımla konuyu görüşeceğim.\n
\nBu arada en çok üzüldüğüm saldırılardan biri de, hiç beklemediğim birinden, Aziz Nesin’in oğlu, Ahmet Aziz Nesin’den geldi.\n
\nBabasının saygın adını da kendi adının yanına iliştiren Ahmet, belli ki o babaya yaraşır biri değil.\n
\nÇünkü öyle olsa, en ağır ve haksız hakaretlere uğramış (ve zaman zaman bugün de uğramakta olan) bir babanın çocuğu olarak, babasına hakaret edenlerin ahlak (daha doğrusu ahlaksızlık) düzeyine düşmez, babasının bir savaşım arkadaşına, hadi alçakça demeyeyim ama, budalaca, ahmakça, yeteneksizce (alçaklık bile kendi alanında yetenek gerektirir!) hakaretler savurmaya yeltenmezdi.\n
\nBütün sanatçı dostlara: \n
\nBugün 13.00’te protesto yürüyüşü için Galatasaray Lisesi önünde buluşalım.\n
\nSanatçılar Girişimi\n
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu