Sandıkların yüzde 75’i açılmış; soru “HDP barajı aşacak mı aşamayacak mı” noktasına ulaşmış; AKP’nin tek başına iktidarı kesinleşmiş de, HDP Meclis dışı kalırsa AKP’nin anayasayı değiştirebileceği 330 milletvekili sayısına ulaşıp ulaşamayacağı hesapları yapılmaktaysa “Hele bekleyin, sandıkların tümü açılmadı daha” demek, seçmeni olsa olsa gülünç kılar. Sonuçlar kesinleşmeden yazıya oturmayan gazeteci ise kargalara kahkaha attırır...
Saat 20.35. Sandıkların dörtte üçü açıldı, 1 Kasım 2015 parlamento seçiminin sonucu büyük ölçüde belli oldu. Demek ki artık Tırmık’a oturulabilir, bitirip gazeteye yollanabilir.
Yine de...
Kaç yıllık deneylerden ağzı yanmış biri olarak birazcık daha bekle Aydın Engin...

***

21.48.
Tamam. Oldu…
Yürekler acısı sevinç çığlıkları duyar gibiyim: HDP barajı aştı...
Sevinilen bu. Sevinme eşiği buraya kadar indi...
Önemsiz değil biliyorum. Böylece AKP tek başına hükümet kurabilecek, iktidarını 4 yıl daha dikensiz gül bahçesinde sürdürebilecek; ancak tek başına anayasayı değiştirebileceği bir Meclis çoğunluğuna ulaşamadı.
Evet, sevinilen bu. Sevinme eşiği buraya kadar indi...

***

Bu sabah gazetelerde sonuçları didikleyen, yüzdeler, yüzdelerin milletvekili sayısına yansıması, Meclis’te temsil edilecek dört partinin 7 Haziran – 1 Kasım sonuçlarını karşılaştıran gibi konularda yazılar, yorumlar okuyacağız...
Onlara bir de ben eklenmeyeyim...
Kürt seçmenler 7 Haziran’da sona eren çatışmasızlık dönemindeki yaşamı istediklerini ilan ettiler. Çatışmasızlık ortamının asıl suçlusu yerine ona ayak uyduran, o değirmene su taşıyan tavra duydukları tepkiyi, faturayı HDP’ye keserek belirttiler. Bir de Kürtlerden ibaret olmayan, 7 Haziran’da HDP’yi seçen kitleler “Demirtaşgiller”in sesinin kısık çıktığı bir seçim kampanyasına sırt döndüler.
Benden bu kadar.
Kim istediği sonucu çıkarırsa çıkarsın...
Şimdi demokrasi üstünde geçmiş 13 yılla karşılaştırılamayacak ölçüde tehlike içeren yeni bir döneme başlıyoruz.
Dört yıl boyunca barış sürecini “Benim dediğim kadarına fit olursanız olun, olmazsanız devlet gücünü tepenize yığarım” diyen o uğursuz siyasal tercih seçimden zaferle çıktı.
Resmi başkanlık sistemine ihtiyaç kalmadı. Fiili başkanlık sistemi dün gece seçmen oylarıyla ilan edildi.
Bu, 13 yıllık döneme oranla çok daha az özgürlük, çok daha az demokrasi, çok daha az hukuk demek.
Yazının başlığı da işte tam bunu söylüyor: Sil baştan!..
Bu güne kadar sürdürülen muhalefet yöntemleri: Sil baştan!..
Bugüne dek sürüp giden siyasal örgütlenme modelleri: Sil baştan!..
Bugüne dek sürüp giden mücadele yöntemleri: Sil baştan!..
“Peki sildik diyelim, yenisi ne peki” diye soranlara: Bunu konuşacak, tartışacak epey vaktimiz var.
Bir de bu soruların kestirme bir cevabı, hazır bir reçetesi yok.
Zor günler önümüzde ve önümüzdeki ayrışma sil baştan yapıp yepyeni bir başlangıca adım atmaya hazır olanlar ve olmayanlar diye de tanımlanacak...