Aydın Engin

Sınav gününün karnesi

01 Mayıs 2016 Pazar

Ben bu Tırmık’ı yazarken yazının temel sorusunun cevabını bilmiyorum.
Siz bu yazıyı sabahtan okuyorsanız, siz de bilmiyorsunuz.
Tırmık okumayı akşama bırakanlar ise cevabı biliyor ve...
... Veya kıs kıs gülüyor, “Bu Aydın Engin de amma hayalciymiş ha” diye dalga geçiyor ya da kıvançla ellerini ovuşturup, “Vay be, demek isteyince oluyormuş. Demek bizi yok sayanların yüreğine korku salınabiliyormuş. Demek 2016 Türkiye’sinde işçinin, emekçinin birlik, dayanışma ve mücadele gününün çok ötesinde ‘demokrasi ve özgürlük buluşması’na dönüşmüş 1 Mayıs’ta kadın ve erkek, yaşlı ve genç yüz binler el ele tutuşabiliyor, omuz omuza verebiliyor, birlikte türkü söyleyip, halay çekip bayram yapabiliyormuş” diyorlar.
Acep hangisi?

***

Anlaşılmıştır. Kafamda günlerdir çengellenen ve bugün cevabını bulacak olan soru pek yalın:
1 Mayıs 2016 nasıl kutlandı?
Bakırköy Halk Pazarı denen meydanda özgürlüklere, demokrasiye amansızca saldıranlara boyun eğmeyen yüz binler buluşabildi mi, yoksa öfkenin ve umudun bayramında cılız bir kalabalık mı bir araya gelebildi?
Bakırköy’de, Halk Pazarı Meydanı’nda” dedim.
Yani sadece İstanbul’dan söz ettim.
Oysa İstanbul’a gelmeyen, gelemeyen binlerce ve binlerce kişinin Bursa’da, Ankara’da, İzmir’de, Samsun’da, Adana’da, Trabzon’da, Diyarbakır’da, Eskişehir’de, Antakya’da, Mersin’de; yani ülkenin dört bucağında karınca kararınca, engellenerek ya da engellenmeden 1 Mayıs’ı kutlayacağını biliyorum.
Ama yine de sadece İstanbul’dan söz ettim. Doğru, 1 Mayıs her yerde kutlanır, ancak İstanbul’da 1 Mayıs’ın başka bir anlamı var.
Hayır, İstanbul’da Türkiye’nin beşte biri yaşadığı için değil. Bu da bir etken ama ilk sırada değil.
Önce 1 Mayıs 1977’nin hesabını sormaktan vazgeçmediğimizi kanıtlamak, onca ölüme, onca baskıya rağmen boyun eğmediğimizi, diz bükmediğimizi kanıtlamak için... O yüzden İstanbul’da görkemli bir 1 Mayıs 2016 anlamlı ve önemli.
Ama daha da önemlisi, AKP tepelerine egemen olan şımarıklığa okkalı, etkili bir cevap vermek için.
Çünkü onlar, CHP yüzde 25’e kazık kaktı ve milim yukarı çıkamıyor ve çıkamaz; HDP’yi Meclis’te anayasa değişikliği ile, Kürt illerinde devlet zoru ile bitiriyoruz, onlar da artık kitlesel bir güç olamaz; Marksist harekete, yeşil harekete gelince, ateş olsalar ne yazar gibi siyaset bezirgânlarına yaraşır hesaplar yapıyorlar.
Köpeksiz köy bulup değneksiz gezebileceklerine iyiden iyiye inanmış gibiler. En tepedeki Zat “Astığım astık, kestiğim kestik, çaldığım düdük” diyebilecek bir güce eriştiğine kendini de, çevresini de inandırmış durumda.
1 Mayıs 2016 bu kirli bezirgân hesaplarının tutmayacağını kanıtlayan bir kitlesel çıkış olabilir.

***

Ya olmazsa?
Çetin Altan ağabeyimden ödünç alacağım: Enseyi karartmayın.
Külahımızı önümüze koyar, karnemizdeki kırıkların sebebini korkusuzca, dürüstçe sorgular, “Nerde eksik yaptık; neden başaramadık” sorusuna kaçamaksız cevaplar ararız.
Buluruz da...
Er ya da geç.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları