Ayşe Emel Mesci

Kadınların seçimi

03 Nisan 2023 Pazartesi

Türkiye Cumhuriyeti 100. yılına girerken tarihinin en kritik seçimine hazırlanıyor. Seçimin sonuçları hepimizin ama en çok da biz kadınların varoluş koşullarını, temel kazanımlarımızı ne ölçüde koruyabileceğimizi belirleyecek. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti dayandırmak istediği tüm kolonları kesmeye adeta ant içmiş, kendi ikbali için memleketin özgürlük düşlerini karabasana çevirmeyi, demokrasiyi ve hukuku çiğnemeyi göze almış gerici ittifak netleşmiş durumda. Bu ittifakın en önemli ortak paydalarından birini kadına yönelik bakışları, muhafazakârıyla seküleriyle, sağcısıyla solcusuyla hepimizi içine hapsetmek istedikleri konum ve bu konuda erkek egemenler olarak kendilerinde buldukları hak, cüret oluşturuyor.

BİZDEN KORKUYORLAR

Tarih boyunca tüm gerici hareketlerin yaptığı gibi onlar da en çok bizden, kadının özgürleşmesinden korkuyorlar. Açıkça itiraf edemedikleri ortak bir kırmızı çizgi bu onlar için. Yoksa ilk imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmek düşünülebilir miydi? Kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik 6284 sayılı kanunun kaldırılması ittifak pazarlığında yer alabilir miydi?

CHP lideri ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kadınlar için de bahar gelecek” dediği konuşmasını büyük bir dikkatle izledim. Vaatlerini çok önemli bulmakla birlikte, kadınların Meclis’teki temsiliyetinin de artması gerektiğini vurgulamak isterim.

Erkek egemenliğinden epeyce çekmiş bir kadın sanatçı olarak, her cenahta başarılı, üretken ve yaratıcı kadından duyulan korkuyu defalarca deneyimledim. Bu nedenle hangi tarafta olurlarsa olsunlar, erkek egemen merkezlere yanaşarak değil, emekleriyle, üretkenlikleriyle, mücadeleleriyle kendilerini var eden hemcinslerim hep dikkatimi çekti, çünkü onların hangi zorluklardan geçe geçe, tırnaklarıyla kazıya kazıya ilerlediklerini tahmin edebildim. 

AYDINLIK BİR YÜZ: OYA TEKİN

Geçen yıl Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu’nda Yılmaz Güney’in “Boynu Bükük Öldüler” adlı oyununu sahneye koyarken bu kadınlardan biriyle tanıştım: CHP Adana Kadın Kolları Başkanı Oya Tekin. Prodüksiyon sürecinde içimin karardığı bir günde, sevgili dostum Fırat Demirağ ile birlikte Oya Tekin’in evine davet edildim ve deyim yerindeyse içim aydınlandı. Sanatçıya dost, kültüre dost, aydınlık insanların içinde buldum çünkü kendimi. Oya Tekin 1991 yılından beri serbest avukatlık yapıyor ve Adana’daki “hak, hukuk, adalet” mücadelesinin hep en ön saflarında yer almış, çevre ve kadın hakları alanlarında Adana’da iz bırakmış. Fırat’tan milletvekili aday adayı olduğunu duyunca çok sevindim. Türkiye’nin bu gri, erkek egemen siyaset ortamının Oya Tekin gibi kadınlara çok ihtiyacı var.

YENİ BİR KUŞAK

Neyse ki yeni ve dönüştürücü, “müesses nizam”ı sarsıcı kadın siyasetçiler çıktı ortaya. Adını sayamadıklarım lütfen bağışlasın, sosyal medya özürlü bir televizyon izleyicisi olarak hemen hatırladıklarımı sıralamak istiyorum: Canan Kaftancıoğlu, Selin Sayek Böke, Aylin Nazlıaka, Sera Kadıgil, Pervin Buldan, Meral Akşener...

Böyle bir birikim Türkiye için bir şanstır ve sesimizi kısmak, bizi Cumhuriyetin kazanımlarından yoksun bırakmak isteyen zihniyetin karşısında önümüzdeki seçimde Meclis’teki sayıları umarım çoğalır. Umarım siyasal partiler de bu konuda üzerlerine düşeni yapıp kadınları Meclis’e hak ettikleri oranda sokarlar. Unutmayın, bu seçim herkesten ve her şeyden önce kadınların seçimidir, bizim doğrudan varoluşumuzu ilgilendiren bir seçimdir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları