Ayşe Yıldırım

Avrupa ‘Ne Kürt sorunu ya’ demiyor

28 Ocak 2016 Perşembe

Bay ve bayan Mitterand Türkiye ziyaretindedirler. Uçaktan inerlerken kendilerini Turgut ve Semra Özal karşılar. François Mitterand, hemen Turgut Özal’a döner ve sorar:
“Kürt sorununu ne zaman çözeceksiniz?”
Turgut Bey yanıt vermeden Semra Hanım atılır:
“Biz de öyle bir sorun yok.” François Mitterand kolundan tutar Semra Özal’ın ve “Her gece bizim evde böyle bir sorun var” der.
Brüksel’de düzenlenen 12. Kürt konferansında konuşan HDP milletvekili Leyla Zana, Mitterand’ları hayırla yad ederek başladığı konuşmasında anlattı bu hikâyeyi.

AP delegasyonu geliyor
AP milletvekili ve AKPM eşbaşkan yardımcısı Takis Hadjigeorgiou, bir Kıbrıslı olarak Türkiye’ye önyargılı olmadığını ama Türk yöneticilerine iyi duygular beslemediğini söyleyerek başladı konuşmasına. Çuvaldızı da AB’ye batırdı. AB’deki iktidar savaşına dikkat çektiği konuşmasında bir örnek verdi:
Türkiye’de Erdoğan’ın uygulamalarına karşı koyabilmek için AB Komisyonu Başkanı Juncker’e bir mektup yazmış Hadjigeorgiou. Bir süre sonra yanıt vermiş Juncker: Anlattığınız gelişmeleri Bayan Mogherini’ye (AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini) ilettim.
“Düşündüm” diyordu Hadjigeorgiou, “Eğer Mogherini de yanıt verseydi o da Merkel’e ilettim diyecekti.”
Hadjigeorgiou bir de haber veriyordu. Şubat ayında AP’den bir delegasyon Diyarbakır’a gelecek. Delegasyon bölge illerinde yapacağı incelemeler sonunda açık bir çağrıda bulunacak ve AP’nin konuya dair ilgisini artırmasını isteyecek.

Gül, Çandar’ı çağırdı
Konferansın katılımcılarından Cengiz Çandar, tüm uyarılara rağmen konuşma metnini önceden göndermeyen tek konuşmacısıydı. Bunu “Benim geldiğim coğrafya önceden hazırlanmış metinlere uygun değil” sözleriyle açıklıyordu Çandar. Ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı bir görüşmeyi aktarıyordu:
“Sayın Gül ‘ne oluyor’ diye beni çağırdı. Onun sözlerini izin almadığım için aktarmayacağım ama benim ne dediğimi söyleyeyim: Çocukluğum dahil olmak üzere siyasi ortamda büyüdüm. Siyasi aktivist oldum, siyasi gözlemci oldum. 60 yıla yakındır siyaset soluyorum. Kendi ülkem için bu kadar kötü bir dönemi hatırlamıyorum. Sizin İslami jargonla söyleyeyim; devletin ve milletin bekaasından kaygılıyım.”

‘PKK terör örgütü listesinden çıkarılabilir’
Avrupa Birliği Türkiye Sivil Komitesi (EUTTC) Başkanı Kariane Westrheim, Türkiye’nin kirli bir politika yürüttüğünü söylüyordu: “Türkiye hâkimiyetini kurma çabası içerisinde. Bu süreç Avrupalılar tarafından da çok iyi anlaşılmıyor. Şu anda Kuzey Kürdistan’da yaşanan ile geçen yıl Kobanê’de yaşananlar arasında benzerlikler çok fazla. Diyebiliriz ki aynı süreç yaşanıyor. Ama Avrupalılar tam da anlamamışlar.”
Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve NATO’nun bundan sonraki sürece dahil olup gözlerini açması gerektiğini belirten Westrheim, AKP hükümeti ve Erdoğan’ın hiç hoşlanmayacağı bir öneride bulunuyordu: “Türkiye’ye baskı uygulayıp politik çözüm bulma şartını koymalılar. AB PKK’yi terör örgütleri listesinden çıkartarak çözüm sürecine bir katkı sunabilir. ABD ve AB aynı zamanda Kürtleri muhatapları olarak görüp çözüm sürecinin yeniden başlamasına katkı sunabilir.”

‘Terörizm tanımı değişmeli’
Prof. Susan Breau da Westrheim gibi Ankara’yı zıplatacak bir sunum yapıyordu. Kürt halkının varoluşu, insanlarını korumak için silaha başvurmak ve savaşmak zorunda kaldığını söyleyen Breau, “İnsanlık suçlularına karşı kendilerini savunan Kürt halkları terörizmle itham ediliyor. Onun için terörizm tanımının değişmesi gerekiyor” diyordu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları