Kabul edelim, bu aşama için çok zorlu bir kura çekti Fenerbahçe. Evet Shakhtar sıkı takım, evet Lucescu ‘kurt hoca’, ama asıl sorun ligi sizden önce başlamış daha hazır bir takımla oynamak. Son 5 sezonda oynadığı ilk 25 maçtan sadece ikisinde berabere kalmış, geri kalanları süpürmüş bir ekipten bahsediyoruz. Ki normal zamanda tartıya çıktıklarında bile Shakhtar’ın daha ağır bastığını söylemek mümkün. Ama umut kapısı o kadar da kapalı değil. İki açıdan:
1- Şampiyonlar Ligi yıldız oyuncuların sahnesidir. Son teknik rapora göre atılan gollerin üçte biri bireysel yeteneklerden geliyor. Yani yıldızınız bir adam geçiyor, ya da vuruyor 35 metreden ve atıyor. Ki hatırlarsak, Fenerbahçe tarihindeki son dönem bütün Avrupa başarılarında büyük bir yıldızın imza golünü/hareketini görürsünüz. Elinizde Nani ve van Persie varsa umut her zaman vardır.
2- Shakhtar geçen seneki Shakhtar değil. En önemli oyuncularından bazılarını kaybettiler. İki sezondur flaş transfer yapamıyorlar. Sadece iç pazardan alabildikleri var. Ve geçen sezon yıllar sonra şampiyonluğu kaybetmiş olmalarına rağmen takım yenilenmedi. Tamam, piyasa değeri 10 milyon Avro’nun üzerinde en az 5-6 oyuncuları var. Ama gene de eski korkutuculuklarında değil. Yani olmayacak iş değil.
Peki maçta ne olur? Klasik tespit doğru: Kendi evinde gol yemeyeceksin. Ne yapıp edip başaracaksın. Bir tane de atarsan ne âlâ. Ki bu Lucescu’yu kızdıracaktır. Kızınca da bazen nasıl hatalar yaptığını hatırlıyoruz değil mi? Unutmayalım, onu kızdırma konusunda usta bir seyirci önünde olacak Rumen hoca.