İlk şaşkınlığı 2004 yılında Atina’da düzenlenen Yaz Olimpiyat Oyunları’nın bayanlar 5 bin metre final yarışında yaşamıştık. Elvan Abeylegesse bu mesafede, aynı yılın 11 Haziran günü Norveç’in Bergen kentinde düzenlenen Golden League yarışlarında 5 Etiyopyalı atletin önünde, ikinci Tirunesh Dibaba’ya 6 saniye fark atarak 14.24.68 ile dünya rekoru kırmıştı. Yaklaşık 2 buçuk ay sonra rekortmen olarak geldiği Atina’nın 5 bin metre seçmelerinde ikinci sırada yer almış; olimpiyat finalinde ise 15.12.64’lük derecesiyle ancak 12’nci olabilmişti. Sonuçta, Elvan; üzülmüş, atletizme gönül verenler şaşırmıştı.

Benzer bir duyguyu önceki gün tekrar hissettik. Bu kez, erkekler cirit atmada bir ay önce İzmir’de gerçekleştirdiği 85.60 metrelik atışıyla dünyada yılın en iyi ikinci derecesini elde eden gözde atletimiz Fatih Avan, Helsinki’de finale bile kalamadı. Avrupa Şampiyonası’nın seçmelerinde A grubunda yaptığı 78.31 metrelik atışı ile genel sıralamada 14’üncü olabildi. Avan gibi son birkaç yıldır girdiği her yarışta final yarışmış, geçtiğimiz mart ayından beri 80 metrenin altında atmamış, 3 hafta önce Norveç’in Oslo kentinde düzenlenen Diamond League’in beşinci yarışında 83.82 ile ikinci olup bu dalın en iyi atletlerini geride bırakmış bir sporcunun başarısızlığı hepimizi üzdü.

Nedenini sorgularken öğrendik ki Finlandiya’ya gitmeden önce ‘Doping Tacizi’ yaşamış. Habertürk gazetesinde yer alan bilgiye göre TMOK’ye bağlı Dopingle Mücadele Komisyonu’nun yetkilisi Atletizm Federasyonu ya da antrenörü ile temasa geçmek yerine onu arayarak testosteron seviyesinin yüksek olduğunu bildirmiş. Avan şaşkına dönmüş, şok yaşamış ve olayın etkisini üzerinden atamayıp 80 metrenin altında kalmış.

İşin aslı öyle değil tabii... Dopingle Mücadele Talimatı’nın 7.2.5/b kuralına göre analizlerde çıkan atipik bulgularda önce sporcunun bilgilendirilmesi zorunlu. Nedeni ise bulgunun sporcuya ait özel ve bilinmesi istenmeyen başka bir hastalığın göstergesi olma ihtimali. Dopingle ilgisi olmayan ve sporcularda nadir rastlanan testosteron seviyesi yüksekliği de ileri inceleme gerektiren benzer bir bulgu.

Bu nedenle Komisyon üyesi Prof. Dr. Rüştü Güner, Atletizm Federasyonu’na yaptığı ziyarette diğer sporcularla ilgili bilgileri aktarırken elde ettikleri, atipik bulgudan bahsetmiş. Durumu IAAF’ye ilettiğini, kural olarak federasyona bilgi veremeyeceğini, öncelikle sporcuyu bilgilendirmesi gerektiğini söylemiş. Ardından Fatih Avan’ı arayıp durumu bildirmiş. Daha önce de benzer bir nedenle yarışmalara katılmasına izin verilmediğini bildiğini, Helsinki’de de aynı sorunla karşılaşmaması için daha önce yapılan benzer testlerin sonuçlarını IAAF’ye iletmek üzere bir an önce alması gerektiğini belirtmiş ve antrenörünün aramasını talep etmiş. Bu bilgilerden yoksun Fatih Avan, aynı gazeteye yaptığı açıklamada “Kimsenin benim ve antrenörümün moralini bozmaya hakkı yok. Türk halkı benden madalya bekliyordu ama ben başaramadım” demiş ve herkesten özür dilemiş.

Fatih Avan öncelikle, yapılan her analizde elde edilen bulguların WADA ve IAAF’ye iletildiğini ve her aşamada birlikte hareket edildiğini bilmeli. Avrupa Şampiyonası’na kısa süre kala yaşanan durumun düzeltilerek Helsinki’de yarışabilmesi için çaba harcandığından da haberdar olmalı. Ve bizce, Türk halkının yanı sıra haksız yere suçlanan Dopingle Mücadele Komisyonu Üyelerinden de özür dilemeli.

Yine görüyoruz ki hiçbir bahane başarının yerini tutmuyor. Beklentimiz, demecinde verdiği sözü unutmaması ve Londra’da kürsüye çıkmak için elinden gelenin en iyisini yapması.

\n\n