Mustafa Yılmaz, cimnastiğe 1974’te sporcu olarak başlamış; 1978’de antrenörlük belgesini almış. Başarılı sporcular yetiştirmiş, Mersin, Fethiye ve Antalya’da kulüpler kurmuş; branşlar açtırmış. Sekiz senedir Fethiye Ölüdeniz Cimnastik İhtisas Gençlik ve Spor Kulübü’nde antrenörlük yapıyor. Yılmaz Hoca, Cimnastik Federasyonu’nun 2010 yılı Birinci Mali Genel Kurulu’nda kürsüye çıkmış. Delege tayininde süregelen uygulamaları eleştirmiş. Kulüp ve sporculara yapılacak yardımlar konusunda federasyonun, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü kararlarını bile yok sayabildiğini anlatmış. Anadolu kulüplerinin kaderlerine terk edildiklerini ifade etmiş. Teknik adamların ve akademisyenlerin küsüp, camiadan uzaklaştıklarını söylemiş. Atilla Örsel yönetiminde geçen 30 senenin heba olduğunu belirtmiş. Genel Kurul’un ardından, 2011 Ocak ayı ortasında vize gelişim seminerine katılmak üzere parasını yatırıp, dilekçeyle birlikte federasyona göndermiş. Aynı gün öğleden sonra, disiplin kuruluna sevk edildiğini bildiren bir yazı almış. Mali Genel Kurul’da federasyona yönelik eleştirileri ‘iftira’ sayılmış. Sporcusuna ait lisans bilgi formunun eksik imza ile gönderilmesi usulsüz bulunmuş. Disiplin kurulu, Cimnastik Federasyonu’na gönderdiği 23.02.2011 tarih ve 35 sayılı kararında; Genel Kurul’da yapılan açıklama ve eleştirileri yasal, demokratik eleştiri hakkı kapsamında değerlendirmiş. Sporcu Lisans Bilgi Formu’nda kulüp yetkilisi ve il temsilcisi imzalarının bulunmadığını; hal böyleyken, federasyonca lisans verildiğini tespit etmiş. Kulüp yetkilileriyle federasyon görevlilerinin -ceza mahiyetinde olmamak üzere- dikkatli davranmaları konusunda uyarılmalarına karar vermiş. Disiplin Kurulu’nca aklanmış, belirlenen miktarda parayı önceden yatırmış olmasına rağmen lisans vizesi yapılmamış. Aksine, vizesiz oluşu neden gösterilerek İstanbul, İzmir ve Ankara’da yapılan yarışmalarda görev alması suç sayılarak Disiplin Kurulu’na tekrar sevk edilmiş. Talebi üzerine ‘Disiplin Kurulu tarafından ceza verilmemiş olsa bile, seminere iştirak etmemiş olmanız münasebetiyle vize almış gibi gösterilmenizin mümkün olamayacağı aşikârdır” yazılı bir belge verilmiş. Yılmaz Hoca, yarışmalar öncesinde Federasyon Genel Sekreteri ile konuştuğunu, bir sorun yaşanmayacağı bilgisini aldığını, teknik toplantıda uyarılmadığını, yarışmanın ilk gününde de hiçbir sorun yaşanmadığını anlatıyor. İkinci gün, Başkan Atilla Örsel’in salona gelmesinin ardından protokol tribününün karıştığını, önce yarışma yönetmeni, ardından Genel Sekreter tarafından salon dışına davet edildiğini söylüyor. Yetkililerin, üç genç sporcusunu da, performansları sırasında ‘bilinçli olarak kendilerini sakatlamaya yönelik hareketlerde bulundukları’ tespitiyle Disiplin Kurulu’na verdiklerini anlatıyor. Cimnastik sporunu bir kıyı ilçesinde yeşerten, 33 senelik antrenörün başına gelenlerin kısa özeti. Tek neden ‘eleştiri hakkını’ kullanmış olması. Antrenör Talimatı’nın amir hükümlerini (15 ve 16. maddelerini) hiçe sayarak; Yönetim Kurulu’nda aldıkları keyfi kararı neden göstererek yaşatılanlar. Federasyon yönetimlerini özerk hale getiren anlayışın neden olduğu iklim birilerinin ekmeğine yağ sürerken istenmeyenleri sistem dışına itiyor. Sporun genç Bakanı Suat Kılıç’ın kuracağı sisteme, sağlayacağı katma değere merak gün geçtikçe artıyor. Yaratılmaya çalışılan ‘tek adam’ düzeni endişe veriyor.