Birkaç yıl önce elime geçen, IOC’nin (International Olympic Committee) hazırladığı, olimpik anlayışın temel prensiplerini, kurallarını ve yönetmeliklerini içeren ‘Olympic Charter’ı okuduğumda utanmıştım. Onca yıllık TMOK (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) üyeliğime rağmen, bu önemli bilgiyi 50 yaşından sonra edinmenin mahcubiyetini yaşarken kaç üyenin haberi vardır diye merak etmiştim. \n

Zira, spor geçmişlerinde edindikleri bilgi ve tecrübeyle hizmet çabası içinde olanların yanı sıra sportif platformları basamak ya da iş geliştirme amacıyla kullananların, geçmişlerinde gördükleri itibarı tekrar yaşamak isteyen ‘Sayın’ların bir arada olduğu yapıda TMOK. Toplantılara “Bakalım, neler oluyor” merakıyla gelip giden hatırı sayılır üye mevcut. \n

Aslında, sadece olimpiyat düzenlenen senelerde fark edilirdi komite; geçmişte. Rahmetli Sinan Erdem’in İstanbul’da olimpiyat oyunları düzenleme arzu ve çabasıyla öne çıktı. Art arda yaşanan adaylık süreçleri; birilerinin uğraştığı, kimilerinin yardımcı olmaya çalıştığı, bazılarının ise destek verir gözüktüğü ortamlarda yaşandı. Adaylık, yapıyı hareketlendirdi. Ancak zarar da verdi. Tek ve mutlak amacın olimpiyatlara ev sahipliği yapmak olduğu inancını aşıladı camiaya. İstanbul’un olimpiyat düzenlemesi kadar önemli diğer görev ve sorumluluklar unutuldu. \n

Bir asır geride kaldı ve artık yepyeni bir anlayış filizleniyor TMOK’de. Bütün paydaşlarla yapılan toplantı ve çalışmaların ardından belirlenen stratejik planla komitenin vizyonu ve misyonu yeniden tanımlandı. Ana odak noktaları ve değerleri belirlendi. Olimpizmi geliştirme ve yaygınlaştırma görevinin itici gücü olma, Türk sporu ile ilgili bütün bilgilerin toplandığı merkez haline gelme kararı verildi. Sportif başarının, olimpik değerlerin yanı sıra ulusumuzun tanıtılmasını sağlayıcı özelliğinden yararlanmak üzere olimpik antrenman merkezleri kuran, elit sporcuların kariyerlerini planlayan, performans arttırma ekipleri oluşturan ve operasyonel planlama yapan, etkin bir TMOK yaratmak hedef olarak belirlendi. \n

Bu düşüncenin ilk adımı atılmış durumda. Türkiye’de spor ve olimpik ruhu yaygınlaştırmak; çocukları, gençleri ve ailelerini spora teşvik etmek üzere ‘Okulumdan Olimpiyat Oyunları’na’ projesi planlandı. TMOK - Procter&Gamble işbirliğiyle hayata geçirilecek projede çocuklarımızın yaşamlarını spor yoluyla iyileştirmek; onlara barış, sevgi, hoşgörü ve fair- play kavramlarıyla beslenen olimpik ruhu aşılamak amaçlanıyor. İlk aşamada olimpiyat sporlarını ve olimpik hareketi tanıtmak üzere hazırlanan 50 bin olimpik kit dağıtılacak okullara. Ayrıca, 81 ilden 81 okula spor desteği verilecek. Projeyle, 2020 sonuna kadar bir milyon çocuğumuzun spor yoluyla gelişmesi ve olimpiyatın birleştirici değerlerini özümsemeleri hedefleniyor. \n

Şimdi, bu değişime devletin siyasi ve idari erkinin vereceği destek merak konusu. Sporu tek başına yönetmeye kararlı spor bakanı ile atadığı, biri TMOK’nin doğal üyesi yöneticilerin ne yapacaklarını göreceğiz. Onların yanı sıra, “Biz zamanında şunları, bunları, onları yaptık” diyecek TMOK’nin ‘akil’ sıfatını üstlenen üyelerini de izleyeceğiz merakla. Zaman, destek verenlerle köstek olanları ve de ‘mış’ gibi yapanları çıkaracak ortaya. Biz de tarihe not düşeceğiz; özenle...