Barış Doster

Fetvalar ve liberaller

30 Temmuz 2022 Cumartesi

Arkadaşımız Sefa Uyar’ın manşet haberinde okuduk, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fiyatlara ilişkin fetvasını: “Fiyatları tayin eden Allah’tır”. Fetva, hem Diyanet İşleri Başkanlığı’nın etki ve yetki alanının ulaştığı boyutları gösteriyor hem de laikliğin ne denli aşındığını. İktisat kuramı açısından ise tüm bildiklerimizi altüst ediyor: Üretim, miktar, maliyet, kâr oranı, pazara erişim olanakları, rekabet koşulları, arz – talep dengesi...  

Bu işin bir yönü, gelelim diğer yönüne. Acaba liberaller, neoliberaller, yakın zamana dek iktidar blokuna her türlü desteği vermiş olan yetmez ama evetçiler, numaracı cumhuriyetçiler ne düşünüyorlar fiyatlara ilişkin fetva konusunda? “Görünmez el” mi diyecekler, yoksa “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” mi?  

Malum; liberallere göre, insan doğuştan akılcı ve faydacı bir varlık olduğundan, öncelikle çıkarını düşünür, buna uygun davranır. Toplum da bu tür insanlardan oluştuğu için, işler ekonomik düzlemde verimli şekilde yürür. Devlete düşen, özgürlük ortamını sağlamak, özgürlükleri korumaktır. Eşitsizliklerin egemen olduğu toplumda, devletin salt özgürlük ortamını sağlaması ve korumasının, gerçekte eşitsizliği korumak ve kurumsallaştırmak anlamına geldiğini görmezler liberaller.  

Liberallere göre piyasa adeta kutsaldır, dokunulmazlığı vardır. Rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisi, her derde devadır. Sosyal devlete, fırsat eşitliğine, artan oranlı vergilere, devletin ekonomiye müdahalesine karşı olduklarından, demokrasi ve piyasa arasında doğrudan bağ kurarlar. Hatta demokrasi ve özgürlüğü, özelleştirmeyle bir tutanları bile vardır. Sermayenin önüne konan her türlü engele karşıdırlar. ABD’de başkan Ronald Reagan, İngiltere’de “demir leydi” lakaplı başbakan Margaret Thatcher, Türkiye’de Turgut Özal dönemlerinden bildiğimiz bu program, maalesef halen çok etkilidir ve sadece merkezin sağını değil, merkezin solunu da hayli etkilemiştir. Yakından bakınca, yeni sağ ve neoliberalizmin, “liberal sol” ve sosyal demokrasi üzerindeki etkisi açıkça görülür.

LİBERALİZMİN İDEOLOJİK İFLASI  

Liberaller, eşitsizlikleri doğal, olağan, kaçınılmaz gerçeklik olarak kabul ederler. Buna itiraz etmenin anlamı yoktur onlara göre. Aklını kullanan, fırsatları değerlendiren, karşılığını alır, zengin olur.  

Liberallere göre piyasada satılabilen her tür mal ve hizmet, alıcısı olduğu sürece birer tüketim ve üretim nesnesidir. Her şey alınır ve satılır. Önemli olan getirdiği kazançtır. Pazardaki boşluğu gören, yükselen talebi keşfeden müteşebbis, tüketici neyi istiyorsa, onu üretir, satar. Neyi, ne kadar üretip, kaça satacağını, piyasa belirler. Bu kesin, şaşmaz bir yasadır liberallere göre. Cep telefonu gibi, konut gibi, ayakkabı gibi, eğitim ve sağlık hizmeti de alınır, satılır. Hastane ve okul da birer işletme olduğundan, doktor ve öğretmen pazarlama elemanı, hasta ve öğrenci müşteridir. Parası olan, istediği hastanede tedavi olur, istediği okula gider.  

Yaşadığımız dünya, derin yoksulluk, işsizlik, eşitsizlik, adaletsizlik, varsıl – yoksul uçurumu, liberalizmin büyük yenilgisini kanıtlıyor, hem de her gün. Asıl sorun, bunu halka anlatacak kamucu, toplumcu, halkçı, devletçi, planlamacı siyaseti örgütlemekte.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları