Barış Doster

NATO Zirvesi ve Soğuk Savaş beklentisi

29 Haziran 2022 Çarşamba

NATO Zirvesi İspanya’nın başkenti Madrid’de dün başladı, yarın bitecek. Gündemi belli: Ukrayna’daki savaş, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği, Rusya ve Çin’e karşı alınacak tavrın ayrıntılandırılması. Gerçekte ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı olan NATO’nun genişlemesi, NATO üyelerinin silahlanmaya ayırdıkları bütçenin artırılması, ABD hegemonyasına itiraz eden ülkelerin NATO’nun da hedefine konulması, hep ABD’nin çıkarlarıyla örtüştüğünden, Madrid’deki zirveyi, NATO tarihindeki en önemli zirvelerden biri olarak niteliyor pek çok yorumcu. Ukrayna’daki savaşı, yeni bir Soğuk Savaş’ın başlangıcı olarak görenler de çok. Öyle mi? Tartışalım... 

Birincisi, şu soruyu yanıtlayalım: Yeni bir Soğuk Savaş’ı kim istiyor? Yanıt belli. Kim dünyayı kutuplara ayırmak, kim daha çok silah satıp para kazanmak, kim müttefikleri üzerinde nüfuzunu artırmak, kim NATO’nun ömrünü uzatmak, kim yapay düşman yaratıp dünyanın her yerinde üs kurmak, denizlerde uçak gemisi gezdirmek istiyorsa o. Yani ABD.  

İkincisi, kapitalizm; kriz olmadan yaşayamaz. Bu sistemde kriz yapısaldır, esastır. Yapısal krize, dönemsel krizler eşlik eder. Ekonomik buhranlar, savaşlar, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, borsalardaki sert düşüşler, bu kapsamda ele alınmalıdır. Salgın hastalık, bununla birlikte gelen tedarik zincirlerindeki aksamalar, son olarak Ukrayna’daki savaş, buhranı daha da ağırlaştırmıştır.  

Üçüncüsü, Ukrayna’daki savaşta, ABD’nin beklentisinin tersine Rusya diz çökmemiş, ekonomisi batmamıştır. ABD silah sanayisinin yüzü gülse de, ABD’nin NATO üzerindeki mevcut nüfuzu pekişse de ABD’de enflasyon son 40 yılın en yüksek oranına ulaşmıştır. Dahası, Rusya’ya yönelik yaptırımlara uymayan çok sayıda ülke vardır. Bunlar arasında ABD’nin müttefikleri de bulunmaktadır. Bu müttefiklerin Çin’le, Rusya’yla, İran’la yakın ilişki kurma çabaları da ABD’nin başını ağrıtmaktadır.  

ABD’NİN HEDEFİ TUTMAZ 

Dördüncüsü, ABD; yaptığı onca baskıya rağmen, Almanya ve Fransa’dan, Rusya’ya karşı uygulamalar kapsamında, her istediğini alamamıştır. Berlin ve Paris, özellikle enerji konusunda direnmiştir. Bu nedenle ABD’nin yeryüzündeki iki stratejik müttefikinden biri olan İngiltere (diğeri İsrail), Ukrayna konusunda daha aktif davranmakta, savaşın uzaması için elinden geleni yapmaktadır.  

Kısacası, Soğuk Savaş’ta taraflar belliydi. Tarafların ekonomi politik modeli, ideolojisi, ittifak ilişkileri, lider güçleri, hatta coğrafyaları belliydi: Bir yanda komünizm, Varşova Paktı, SSCB; diğer yanda kapitalizm, NATO, ABD. Almanya ikiye bölünmüştü, Batı Almanya ve Doğu Almanya olarak. Berlin Duvarı, Soğuk Savaş’ın simgesiydi. Bugün böyle bir dünya yok. ABD’nin orta ve uzun vadede en büyük düşman olarak gördüğü Çin; ABD ve AB’nin en büyük dış ticaret ortağı. Karşılıklı ticaret ve yatırım büyük. Yani ekonomik ilişkiler, enerji alışverişi, dış ticaret açısından bakıldığında, günümüzde ülkeler arasında ciddi bir yakınlık, işbirliği, hatta bağımlılık ilişkisi var. Ulaşım ve iletişim alanlarındaki baş döndürücü gelişmeler de dikkate alındığında, dünyayı, iki kampa ayırmak olanaksız. İşte bu yüzden ABD, boşuna uğraşıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları